Bir “Beşincikol Faaliyeti” olarak
KURANCILIKÇILIK
ÜST NOT: Bu yazı iç bükey bir tartışmaya girip ben Müslüman’ım diyen bir ferdi hedef almak amacına matuf değildir. Evrensel düzlemde Küresel oyun kurucuların sentezlemek istedikleri toplumsal düzen için kurguladıkları “başat tezler ve ezik anti tezleri çatıştırıp istedikleri sentezi gerçekleştirmek ” stratejilerine yönelik bu yazı analitik bir uyarıdır.
KÜRESEL AKTÖRLERİN GİZLİ AJANDASI
Açık kaynaklardan tamamına erişimi mümkün olan bir mektubu yorumsuz aktararak Kurancılıkçılık konusuna Evrensel bir bakışla giriş yapmak istiyorum.
Küresel oyun kurucuların Salomon Mabedinde yer alan Albert Pike tarafından 1871 tarihinde mason biraderlerinden (faşistleri oynamak için görevlendirilmiş) İtalyan faşist lider Giuseppe Mazzini’ye yazdığı mektupla Kurancılıkçılık beşinci kol faaliyetlerinin hangi eller tarafından örgütlendiğine ve hangi amaca hizmet ettiğine dikkat çekmek istiyorum.
İkisi gerçekleşen üç Dünya Savaşı planlayan bu şeytani küresel oyun kurucuların sureti haktan görünüp insanları kök kültüründen koparıp kendi şeytani emellerine alet etmek için ne stratejik taktikler ile geldiklerini anlamalıyız. Biz saftirik tartışmalar ile ata dedemizle kavga ederken, toplumumuzun itibar ettiklerini itibarsızlaştırırken tüm geçmişini reddeden tüm, itibar ettiklerini itibarsızlaştıran bizim tartışmalarımız ile çocuklarımız nihilistleşir. Köksüz kalan, savrulan, nihilistleşen, hiçleştirilen çocuklarımıza onlar pagan kök kültürlerinden oluşturdukları imgeler yücelttikleri cüceler ile yön verirler. Küresel oyun kurucuların bu stratejilerini kendi ağızlarından anlatan mektubu paylaşarak Kurancılıkçılık konusuna girmek istiyorum.
Bu mektup; Kanada Kraliyet Donanmasından emekli eski bir İstihbarat Subayı olan William Guy Carr tarafından Londra’daki British Museum kütüphanesinde bulundu ve mektup Prince of This World adlı kitabında yayınladı.
“15 Ağustos 1871, Washington DC
İlluminati‘nin amacına ulaşması için; öncelikle bir dünya savaşı çıkarmalıyız. Böylece Rusya‘da Çarlığı zayıflatıp, ateizmi ve komünizmi hakim kılmalıyız. Ajanlarımız vasıtasıyla Britanya İmparatorluğu (İngiltere) ve Alman İmparatorluğu (Almanya) arasında gerginliği körükleyerek savaşa zemin hazırlamalıyız. 1.Dünya Savaşı sonrası, komünist düzeni iyice inşa etmeliyiz ki, tüm hükûmetleri yıkabilelim ve tüm dini düzenleri zayıflatabilelim.
Sonrasında İkinci Dünya Savaşı‘nı çıkarmalıyız ve bunu gerçekleştirmemiz için; faşistler ve siyonistler arasında savaşla sonuçlanacak bir gerginlik oluşturmalıyız. İsimleri Nazi olacak olan faşistleri, savaş sonunda yok etmeli ve savaş sonrası Filistin‘de israil devletini kurmalıyız. İkinci dünya savaşı sürecinde uluslararası komünizm mutlaka Hıristiyanlığı dengeleyecek bir güce ulaştırılmalı.
Toplumlara ölçülü bir şekilde “Son Çöküşü” (the final social cataclysm ) yaşatacağımız zamana kadar bu denge bizim için gereklidir.
"Üçüncü Dünya Savaşı, "İlluminati agentur" (Küresel gizemli yapıların ajanları)’nınn siyasi Siyonistler ile İslam Dünyası liderleri arasındaki anlaşmazlıklardan yararlanılarak kışkırtılmalıdır. Savaş, İslam'ın (Müslüman Arap Dünyası) ve Politik Siyonizmin (İsrail Devleti) birbirini karşılıklı olarak yok edeceği şekilde yürütülmelidir.
Aynı anda, içinde diğer milletleri bu konuda, fiziken, moralmen, manen ve ekonomik olarak bitkinlik için mücadeleye zorlamalıyız...
Nihilistleri ve ateistlerin önünü açacağız (unleash ) ve müthiş bir sosyal çöküş provoke etmeliyiz ki bütün bu nefret ortamında uluslara ateizmin mutlak etkisi açıkça görünürleşsin. Yabani orijinli ve lanetlenen hengâmede salt ateizm etkisi ortaya çıksın.
Sonra her yerde vatandaşlar kendilerini savunanlara sivilizasyonu ortadan kaldırıcıları yok eden dünyada azınlıktaki reformculara karşı minnet duyacak. Hıristiyanlığın hayal aleminden çıkan kalabalık o andan itibaren kapsayıcı nufus edeni ve yönlendiricisi olmayan idealleri için endişeli ama hayranlığının nere yöneleceğini bilmeyen (Allah hariç hiçbir kişiye şeye itibar etmeyen) deist ruhlar evrensel bildiriler, evrensel kurallar, evrensel mesajlar yoluyla Lucifer (tanrıyla cedelleşen aydınlatıcı şeytan)‘ın saf öğretilerinden ışığını almaya başlayacaklar. Bu doktrin, sonunda tüm insanlık içinde genel dünya görüşü haline gelecek ve ona teslimiyet içinde olacaklar.
Bu manifesto görünümü (manifestation) geleneksel hareketlerin (reactionary movement ) yıkımı ile sonuçlanacak. Hıristiyanlık ve ateizm eş zamanlı galibiyet ve yok olma yaşayacak.
KÜRESELCİ AKLIN KURGUSU
ÇAĞCIL (Modern) ANCIL (Seküler) YENİ BİR DÜNYA
Küresel oyun kurucuları herkes kabullenir ama hiç kimse kim olduğu konusunda somutlaşmaz. Bu yüzden, böyle bir organizasyonun olmadığı ve komplo teorisi olduğu ithamı ile mezkur iddialar itibarsızlaştırılır. İngilizler, Amerika gibi genellendirici ifadeler ile tarif edilence bu küresel oyun kurucuların kalabalıklar arasında kaybolmasına yarar.
İngiliz ve Amerikalıları da sömüren bu ulus devletler gibi neredeyse her örgütü domine edip kendi emelleri için kullanan küresel oyun kurucuları somutlaştırırsak kim?, nerde?, ne diyor?, niçin diyor ?, neyi amaçlıyor? İşte o zaman anlayabiliriz.
Küresel oyun kurucular dünyanın en batısını İngiltere’yi kendilerine üs seçmiş olan ve bu gün Kraliyet Cemiyeti (Royal Society) adı ile maruf oluşumdur.
Bilgiyi örgütleyen ve doğruyu saptayan bu oluşum hazırladığı uzun vadeli stratejik planlarla bir süreç yöneterek kendi doğru dediklerini tüm insanlara doğru olarak dayatan ve bu süreçte kendi doğrularına uymayan uyarlanamayan herkesi her şeyi yok eden bu oluşumdur.
17. yy’da bir çoğu patolojik eğilimde olan tüm yaşam ayrıntıları incelendiğinde her türlü iğrençliğe bulaşmış hasta ruhlu tipolojiler (bu ifadelerimi hakaret olarak algılayanlar Newton’dan Bacon’a meşhur bilim adamları denen kim varsa kime en fazla itibar ediyorsa onun hayat ayrıntısını okusun tüm açık erişim ortamlarında zaten var.) kilise hiyerarşisinde istediği makama gelemediğinden kilise ile kavgalı bir kısım makam muhterisi müneccim keşiş ve rahibin bir araya gelerek Invisible College olarak adlandırdıkları ve son müneccimleri ilk bilim adamı ilan eden 1660’ta Royal Soociety’e dönüşen gizli ve gizemli oluşum.
“Nullius in verba” (kimsenin sözüne inanma) mottosu ve Yeni Bir Dünya ülküsü ile ortaya çıkan Küresel Akıl bu 400 yıllık serüveninde kendilerinin dedikleri dışında hiçbir doğruyu ve doğrulama normunu kabul etmemiş, tüm doğruları ve doğrulama normlarını itibarsızlaştırmıştır. Hatta kendi dedikleri aleyhine olan tüm fikirlere soy kırım uygulamıştır. Hiç kimsenin hiçbir sözüne inanılmadığında doğrunun belirleme sorunsalı karşısında ise geleneksel olan ve geçmişe ait ne varsa hepsini reddedip çağcıl (modern) olanlara inanmalı ön kabulü ile artık dün ile ilişkiler koparılmış sadece bu gün ortaya konulacaklara inanılması gerektiği kabullenilmiştir. Yani çağcıl (modern) olanı yüceltip kadim (geleneksel olan) doğruları reddetmiştir.
Gelenekte doğruyu belirleyen Tanrı doğru belirleme normları ise Kutsal kitaplardır. Modern ise doğru normu belirleme de tanrı yerine insanı koymuş ve doğruyu belirleme normunu insanın saptayacağını kabullenmiştir.
Hangi insanın hangi doğruladığı hangi insana göre doğru olacak epistemolojik paradoksunu açmak için ise kendisi de bu küresel aklın kurucuları içerisinde yer alan Francis Bacon’ adına yayınlanan ancak bu küresel aklın “Akran Değerlendirmesi” yöntemi ile ortak kabulü olan "Novum Organum" adlı kitap bu epistemolojik sorunu normatifleştirmiştir.
Doğru; hipotez (hypothesis=varssayım), teorem (theorem=öngörü), gözlem (observation=izlenim) ve deney (experiment=test etmek) olmak üzere dört ayrı norm ile saptanacaktır.
Son Resul Hz. Muhammed’e kadar Küresel Nizam normu insanlığa sunulmamıştır. O zamana kadar gelen tüm resul ve nebiler bir kavme yahut bir bölgeye özgü normlar belirlemiş lokal düzen tesis görevi icra etmiştir. Resullere karşı savaşım veren muarızları da aynı şekilde küresel bir duruş yerine lokal iddialar ile normlar saptamıştır. Roma Hukuku (Corpus Iuris Civilis) sadece roma imparatoruna bağımlı Rumları ilgilendirirken, Kiros Silindiri’ndeki yazılı kurallar ise sadece Pers İmparatorluğuna bağımlı kişilerle sınırlıdır. Ve İmparatorun (Egemen otoritenin) Tüze anlayışı ile hazırlanan bu öğretiler “Tüzüğe Göre Kurum” nasıl olmalı normları saptar
MÜSLÜMAN OLMANIN EVRENSEL EPİSTEMOLOJİSİ
Kuran’a göre hayatı tanzim eden Müslümanlar ise Kadir-i Mutlak olan Allah’ın emri olan Kuran-i öğretiler doğrultusunda “Kuran’a Göre İnsan” nasıl olmalı ne yapmalı arayışı ile evrensel mesaja uygun bir süreç yönetmiş, evrensel ölçekte kabuledilebilir usul (metodoloji) geliştirmiştir.
Kuran insanlık tarihinde ilk kez lokal düzenleme yerine Evrensel Düzenleme getirmiştir. Kurum inşa yerine tam tersi kurumsallığı yıkıp yerine insan ihya edici kurum, bölge, ulus ötesi evrensel aidiyet normları belirlemiştir. Son Nebi tüm insanlığın saadet ve selameti için nasıl bir insan olunmalı hangi evrensel doğrulara göre hayat tanzim edilmeli normlarını deklare etmiştir. Mükemmel tam olan vahiy son güne kadar tüm insanlığın saadeti ve selameti için ne gerekliyse onların tamamını havidir. Kuran tek mükemmel hakikat menşeidir. Tüm doğrular kurana uyarsa haktır. Kurana uymayan her şey batıldır.
Doğru belirleme normları hiyerarşisinde Müslümanlar en başa Vahy’i koymuş ve kim neye doğru derse desin eğer vahiy ile çelişiyorsa hiçbir anlam ifade etmez anlayışı ile doğru belirleme normu geliştirmiştir. (Kurancılıkçıların düşmanca bir dille itibarsızlaştırmak istediği Sünnet'te (gelenek) neler oldu kuran nasıl anlaşıldıya yönelik Asr-ı Saadet ve Hz Muhammed'e (sav) ait havadisler de dahil olmak üzere) Usul-ü Hadis, Edille-i Şeriyye, Usul-ü İlim, Usul-u Fıkıh metodolojisinde tek menşe Kuran yani vahiy yani Allah olmuştur. Nakıs insanın mahdut doyumsallığı (görme, işitme, dokunma, algılama) belli frekanslar arasında belli, zamanlarda, belli şartlarda doğru olanın şartlar değişince başkalaşacağının farkındalığı ile Hz Muhammed'e atfedilenlerde (Hadis Usülü) dahil tüm insanların dediklerini vahye uygun değilse reddetmiştir. Ancak bu insanların duyumsallıkla edindiği doğruları tamamen red değildir. Deney, gözlem, akıl; tarihin hiçbir döneminde dünyanın hiçbir yerinde hiçbir yaratık tarafından reddedilmemiştir. Müslümanlar da asla aklı reddetmemiştir. Sadece nakıs ve mahdut olan insanın doğrusu vahiy ile çelişirse aklı değil vahyi doğru hiyerarşisinin üst normu kabulü ile (sınırsızı sınırlıya, mükemmeli nakısa, gerçek olanı göreceli olana tercih usulü ile) vahyi akla tercih etmiştir.
Kuran-ı Anlama sorunsalı; Farklı zamanlarda farklı coğrafyalarda farklı zihin inşasına sahip insanların Kuran-ı anlaması hiç şüphesiz farklılaşacaktır. Aslında bu, tüm ilk metinler için geçerlidir. Eline bir sözlük alıp bir ilk metni çeviren kişi bu gün çevirdiği tercüme metni ertesi gün yeniden tercüme etse aynı insandan aynı sözlük ile kaleme alınacak bir tercüme metin hiç şüphesiz aynı olmayacaktır. Zira tercüme recm (رجم) köküyle aynı etimolojiden gelen bir kelime olup her tercüme orijinal metnin recmidir. Bu sorunsaldır. Müslümanlar kuranı anlama sorunsalını aşmak ve Kuran-i Doğrulara sürdürülebilirlik kazandıracak metodolojiyi saptamak adına Kuran-i Doğruları gelenekselleştirici bir usul olarak doğru saptama normu hiyerarşinde epistemolojik ikinci norm olarak SÜNNET (سنّ) yani GELENEK normunu kabullenmiştir. Etimolojik köken olarak Sünnet "gelenek" anlamında bir kelime olup doğrulara sürdürülebilirlik kazandırır.
Sünnetsiz hiçbir doğru yaşayamaz. Sünnetsizlik köksüzlüktür. Kökensizliktir. Neyü düyü belirsizliktir. Sünnetsizlik sekülerizmdir. Ancılılıktır. Anlık doğru olamaz. Çağcıl-Ancıl (modern-seküler) modernizm dini dahi sünnetsiz olamamıştır. Dünü red iddiası ile ortaya çıkan modernizm kendine dün oluşturmuş. Modern bir bilimsel makalede bile başka bir modern bilim insanına atıf yapılmayan dip not düşülmeyen yani falan yazar, filan bilim adamı şöyle RİVAYET etmiştir denmeyen bir makaleyi bile bilimsel yayın kabul etmez hatta bilim dışı olmakla itham ederek reddeder.
Doğru belirlemede insanın mecbur ve mahkûm olduğu sünnetlilik yani gelenek nedir. Ne olmalıdır? Örnek model kim? rol model hangi uygulamalardır?
Kuran’ın evrensellik mesajı ile mücehhez Müslümanlar Örnek Model Hz Muhammed, Rol Model Asr-ı Saadet kabulü ile sünnet anlayışını şekillendirmiştir. Müslümanlar böylece, Hz Muhammed Kuran-ı Nasıl anlamış, Asrı Saadet Müslümanları (Sahabe) Kuran-i Doğrulara göre nasıl bir söz fiil ve tavır geliştirmiş ise Kuran-i Doğrular bu anlayışla gelenekselleşmiş ve sürdürülebilirlik kazanmıştır. Yani bir şeyin doğru olduğunu kabullenmek için Hz Muhammet veya Onun Arkadaşlarına (Ashap) atıf yapmak (rivayet) zorunluluğu doğru saptamada epistemolojik norm olarak ortaya çıkmıştır. Hz Muhammed’in ahrete irtihali ile hemen sahabe döneminde kabul edilen bu norm ta ilk devir müslümanlarca saaptanıp uygulamaya konmuş. Kuran’ın Evrensel Mesajı insanlığa anlatılıp aktarılırken medrese (ders mekanı) şeklinde müesses hale getirilen Kuran talim ve terbiyesi yani Kuran-i Doğrulara uygun zihin inşası ve Kuran-i yaşamın pratiğe aktarılması (İman-Amel) kapsamında teori ve pratikte düşünsel ve eylemsel birliktelik sağlanmıştır.
Hiç şüphesiz birliktelik demek tek tipleşme değildir. Teklik sadece Allah’a mahsustur. Birlik ise insana. Birlik düşüncede ve eylemde aynı doğrulama normlarını kabul ile oluşurken bu epistemolojik normlara göre muhtelif kabuller başkalaşma-farklılaşma (tefrika) değil ihtilaftır. Çeşitlilik yani muhteliflik doğanın hakikatidir. Yaratılmışlığın kodları çeşitliliktir. Nebatat, hayvanat ve cemadat bu çeşitliliğin ahengi ile entegre olmuştur. İyinin, güzelin, doğrunun, ve adil olanın ölçütü bu çeşitliliğin muhafazasıdır. Tektiplileşme yani asimilasyon ise doğanın hakikatine aykırılık olarak kötülüğün, çirkinliğin, yanlışlığın ve zulmün adı olmuştur. Bütün dünyada her devirde bütün insanlarda olduğu gibi Müslümanlar'da da aynı doğru saptama normları ile muhtelif doğrular ortaya çıkmıştır. Bu doğrulardaki ihtilaf epistemolojik başkalaşmma olmadıkça tolere edilmiş ve bu çeşitlililik korunmuştur. Ancak farklı epistemolojik norm ile belirlenmiş doğrular topluma bu bizim dıoğrumuz diye sunuluyorsa bu başka kaynaklardan besleme doğruların sızmasını engellemek için toplumsal konsansüsle reddedilen bu belemelerin sızma girişimleri toplumu başkalaşmadan korumuştur.
Hayatın doğal akışına uygun olarak doğru belirleme normları hiyararşisinde Vahiy ve Sünneti müteaakiben üçüncü norm olarak İcma-i Ümmet doğmuştur. Çeşitliliği (ihtilaf) tölere ederek koruyan fakat farklılaşmayı (refrika) engelllemede ölçüt İcama-i Ümmet epistemolojik normu olmuştur. İcmai-i Ümmet toplumsal konsensüs demektir. Ben Müslümanım diyen herkesin çeşitli doğruları kabullenmekle beraber epistemolojik olarak başkalaşıp başka doğru normları ile yozlaşmasını engellemektir.Vahiy merkezli zihin inşası ve yaşam pratiği ile nesilden nesile aktarıla gelen gelenekteki (sünnet) kabullerin dışındaki doğruları, teorik kabul ve pratik uygulamaları red demektir. Yani İcma-i Ümmet rijit fikirler marjinal uygulamalara karşı bir sosyolojik savunma mekanizmasıdır. Mesela Doğru belirlemede Sünnet gereksizdir diyen birine toplumun “hadi be sapık, sen kimsin nerden çıktın, tarihin her döneminde tüm Müslümanlar sünneti kabullenmişken sen kimsin kimin tetikçisi olarak bizi geleneğimizden uzaklaştırıp kimlerin geleneğine yönlendiriyor da bizi başkalaştırmaya kalkışıyorsun” şeklinde toplumsal tavır koymaktır. Rijit fikirleri marjinalizme mahkum edip yok olmaya itmektir. İcma-i Ümmet beşinci kol operasyonlarına karşı toplumsal başkalaşmayı engelleyecek bir normdur.
İcma-i Ümmet elbetteki statikoyu muhafaza ve inovatif toplumsal gelişmeyi engellemek değildir. Ancak fikirlerin aynı epistemolojik doğrulama normları ile ortaya konulmaması durumunda muhteliiflik korunup rekabetçilik fikirsel zindeliği canlı tutsada zamanla toplumsal dogmatizm ve geri beslenme riski de İcma-i Ümmet normu kapsamında mümkündür. Bu statikleşme ve dogmatizm bataklığına düşüp geri beslenme sürecine girerek toplumsal yok oluşu engellemek için ise Müslümanlar Kıyas-ı Fukaha epistemolojik normunu kabullenmiştir. Yani inovatif (yenilikçi )fikirler ortaya koyan fıkhetme yetkinliğine vakıf nitelikli insanların toplumla barışık, toplumun epistemolojik normlarına uygun yeni fikirler ortaya koyan şahsiyetleri dışlamak yerine etrafında kenetlenip onu müceddid (inovatif fikirler önderi) fikirlerini ise içselleştirerek baş tacı etmiştir.
İslam toplumunun Kuran (Vahiy), Sünnet (Gelenek), İcma-i Ümmet (Toplumsal Mutabakat) ve Kıyası Fukaha (inovatif, yenilikçilik yaklaşımla muadile mukayeseli tadil) epistemolojik normları evrensel ölçekte muhtelif coğrafyalarda muhtelif zamanlarda muhtelif doğrularla mücehhez bir Müslüman Kimlik oluşturmuştur.
MASONİK OLUŞUM OLARAK MODERN MÜSLÜMANLIK VE QURANİZM
Kısa sürede tüm dünyada kabul gören İslam’ın Evrensel Mesajı dini (toplumsal yaşam normları) belli bölge belli etnisite ile sınırlı olan Rum, Pers, Hun, Çin ve Hint uygarlık havzasında yayılmıştır. Bu yayılma karşısında lokal paradigmaya sahip Rum uygarlık havzasında Protestan akımların doğmasını tetiklemiş ve Müslümanların tarikat örgütlenme modelini esin kaynağı kabullenen Rum uygarlık havzasında Cizvitizm, sınırlarını aşıp farklı coğrafyalara yayılma girişimi başlatmıştır.
Nizam-ı Alem iddiası olan Müslümanları örnek alan Rumlar da Hz İsa’nın dinini kendi pagan değerlerine evirerek Hristiyanlık adına ikinci küresel hareket olarak ortaya çıkmıştır. Ancak pagan kök kültüründen beslenen Romalıların putlarla amblemize edilen kurumlarını tüm insanlığa dayatma saplantısından çıkamayan Cizvitist kuresel hareket, çeşitliliğe kapalı olduğundan muhtelifliği tefrika kabullenip entegrasyon yerine asimilasyon peşinde koşarak dünya insanlığını birleştirmek yerine tektiplileştirmek mücadelesine girmiştir. Sömürgecilik dönemi olarak insanlığın yüz karası uygulamalar Rum uygarlığının emperyalist çıkarcılığına dönüşmüş ve bütün dünyada tüm insanlıkta bir öfke patlaması oluşturmuştur.
Rum uygarlık havzasının dünyayı sürüklediği bu kaos ortamında Cizvitleri esin kaynağı kabullenen ve Musa’nın dinini kendi klanlarının örfüne dönüştüren israil oğulları etno teokratik bir ideolojiyle (din) küreselleşemeyeceğini bildiğinden ortaklıkçılık (şirk) dini kurgulayıp evrensel ölçekte Modernizmi kuramsallaştırarak üçüncü küresel hareket olarak ortaya çıkmıştır.
Kurucu aklını israil oğulları etnisitesinden gelen isimlerin şekillendirdiği masonluk tarikatı Müslümanların tarikat modelinden esinlenerek oluşturulan Cizvit Tarikatlarını örnek almış ve değişik coğrafyalarda sinsi ve şeytani taktiklerle paralel örgütlenme girişimleri başlatmıştır.
Temel amaçları girişte değinilen mason şeyhlerinden Albert Pike mektubunda aleni olarak ifade edilen şeytani (Lucifer) öğretiler (din) ile tüm dünyada uygulamaya sokulan modernizm dini bu gün Dünyayı dizayn eden küresel akıl tarafından idare edilmektedir.
“Nullius in verba” mottosu ve “Yeni Bir Dünya” iddiası ile ortaya çıkan ve Bacon’un “Novum Organum” kitabında epistemolojisi deklare edilen “New Atlantis” kitabıyla da nasıl bir dünya kurgulanacağının senaryosu verilen Modernizm Dini 4 asırlık mücadele ile bu gün Süleyman Tapınağında mukim Küresel Aklın en son stratejisi olarak ta “Yeni Bir İnsan” kurgusu ile hareket etmektedir. Cinsiyetsiz, cibiliyetsiz bu yeni insan tipolojisini oluşturmak için toplumları kök kültürlerinden koparıp nihilist (hiçleştirilmiş) bireyler oluşturmak peşindedir.
KURANCILIKÇILIK hareketleri de bu küresel aklın İslam dünyasına yönelik oluşturduğu bir beşinci kol faaliyetidir. Güya bizden görünerek bize ait ne varsa her şeyi hiçleştirecek, itibarsızlaştıracak ve kök kültürden kopmuş, itibar ettiği insanları aşağılayan bir başkalaşma geçirmiş fertlerin güdücüler dışında öykündüğü kalmayacağından küresel aklın stratejilerine göre rüzgar önünde savrulan bir toplum ortaya çıkacaktır.
Hristiyanlığı sulandırmak için masonların kurgusu olan1857 tarihi tandanslı “Sola Scriptura” (Sadece Yazı) akımı ile Biblicaliszm olarak ortaya çıkan ve bu gün Evangelistler olarak bilinen tamamen küresel oyun kurucuların tezlerine uyarlı Hristiyan dünya aleyhine hareket eden Hristiyan Siyonistler gibi aynı akıl tarafından aynı tarihlerde Yahudiliği Sulandırma ve modernistlerin çıkarlarına alet etmek adına İngilizlerin Filistin Müstemlekesi Hahamı Abraham Isaac Kook tarafından ortaya atılan Tevrat Umadda (Tevrat ve seküler bilgi) akımı olarak geleneksel Yahudiler aleyhine Dini Siyonizm olarak örgütlenmiştir. Bu akımların İslam dünyasına uyarlanan versiyonu ise Mushafçılık olup, Müslüman Siyonistler üzerinden İslam’ı modernize edip küreselcilerin çıkarlarına alet edebilmek adına örgütlenen KURANCILIKÇILIK akımıdır.
KURANCILIKÇILAR modern doğrulara öykünen, modernizmin doğrulama ölçütlerine göre doğru olmadığını düşündüğü her şey ile kavgalı olan Modernist fikirlerin ezikleridir. Modern ile uyumlu görmediği geleneğe ait ne varsa her şeyi reddederler. Tüm müktesebatını çöpe atıp eline bir sözlük tutuşturulan bu bitik bitirimler Müslümanların itibar ettiği kim varsa ona en pespaye bir racon, en aşağılık bir dil ile saldırganlık yaparken modernizmin saçmalıklarını sorgudan acizdirler. Miraç olayını reddederken modernistlerin Ayda süleyman mabedi kurmaya gittiğini iddia eden, aya ayak bastık şeklindeki modern hurefaları, aydan dünyayla telsiz görüşmesi yapıldığı saçmalıklarını, manuplasyonunu sorgulamadan bile acizdirler.
Dedikodusuna kadar kaydaltında olan medeniyetimizin külliyatını müktesebatını reddederken, modernistlerin Buhari normlarına göre hiçbir kitaba alınmayacak ve Hz Muhammet’ten 500 veya 1000 yıl önce yazıldığını iddia ettikleri müktesebatını orjinal metninin kim tarafından hangi kanalla kime ulaştırıldığı bilinmeyen bir dizi geyikten müteşekkil ve adına ansiklopediler hatta kütüphaneler dolusu güzellemeler yazılan dahası hayata atılmada gerekli sınavlarda sorular sorulup cevaplar aranan Eflatunun devlet teoremi, Sokretesin etik felsefesi diye üzerine güzellemeler dizilen kahinlerle geyikleri muhabbetini harfiyen kabul eden bu mankurtlar ne dediğini bilmeyen, muadilleri mukayeseden aciz, akletme melekesini yitirip öykündüğüne tapınan, fıkhetme çapı olmayan demagoglardır. Adam olsalar, içinden çıktığı toplumu aşağılamak yerine, ata dedesini aşağılayan işgalcilere karşı ata dedesi adına mücadele verirler. Müslümanların NAAS’larını sorgularken Modernistlerin TEZ’lerine tapınan Mushafçı Kurancılıkçıların Hadis algıları sorunlu olduğundan Hadis sorguları da ilmi bir usülden yoksun sığ demogojidir. İki metre dil incir çekirdeği kadar hafıza ile hadis külliyatı üzerinde tepinenler ilmi usulden yoksun metotsuz, kuralsız ilkesiz demogojilerini uydurma hadis değil uyduruk bilimsel tezler üzerinden yürütmelidir. Modernistlerin, bilimsel tezlerle ispatlıdır dediğinde amenna ve saddakna dediği gibi Müslümanlarda bu konuda şu hadiste şöyle deniyor dendiğinde aynı içtenlikle amenna ve saddakna der. Müslümanların Hadis külliyatını tartışanlara onların dün başkayken bu gün başkalaşan onlarca bilimsel tezlerini muadili ile mukayese adına göstermek mümkündür.
Geleneğimizin en tartışmalı konusu neyse o dahil her şeyini muadilleri ile mukayese kaydıyla iftiharla savunan yerli ve milli mümin aklı ise eziklemek için tam bir garp hokkabazlığı taktiği güdüp beşinci kol operasyonu yürüten KURANCILIKÇILAR Kuran-ı Kerim’in Hz Muhammed’i muhataben müşrik geçmişleri yerici ifadelerini sanki kendileri bir nebi söyledikleri vahiy ve içinde bulundukları toplumda Mekke müşrikleri gibi bir jargon ile “atalar dinini reddet” temalı bir dizi saçmalığı Muvahhit ve Müslüman atalarımızın dinini reddetme argümanı olarak kullanmaktadırlar.
Evet “Biz Atalarımızın Dini Üzereyiz.” Zira bizim atalarımız Müslüman. Bu KURANCILIKÇILARIN atası dedesi müşrik, kendileri de müşrik tohumu ise aramıza hoş geldiniz diyelim. Yok, eğer ata dedeleri bizim ata dedemiz gibi Mümin ve Mümine ise “Sen Kimsin bire SAPIK” demek doğal bir soru değil midir? Eğer bir nebi isen tebliğ ettiğin ne ve getirdiğin din nedir? O bahsettiklerin zaten modernizm dininin dedikleri. “Sen tipik bir geç dönem modernistsin.” “Modernizm eziği İşgalci tetikçisisin” diyerek kendilerini hep eleştiri makamında görüp tüm müktesebatımızı, bütün müesseselerimizi, fukaha, ulema, ümaera, muhaddis, muallim, müctehit, meşayih, imam, alim dediğimiz tüm muteber şahsiyetlerimizi aşağılayan bu müstağni mütekebbirlere kendi dilleri ile misilleme yaparak aşağılanmanın ne menem bir şey olduğunu göstermeliyiz ki; bu yüce Müslümanların o aşağılık dile bile nasıl katlandıklarını görürde belki akledenlerden olurlar. İslam Toplumu’nun toleransına sığınırlar. Umulur ki Mankurt uyanır.
İşgalcilerin beşinci kol operasyonları adına içimizden devşirdiği KURANCILIKÇILAR ata dedesi ile moderinistler adına savaşım veren mankurtlardır. Hafızasını kaybetmiş. Modernist üfürükçülerin tılsımları ile efsunlanmış bu KURANCILIKÇI mankurtlar ile mücadele Müslümanlar için bir polemik değil mübarek CİHAD’dır.
KURANCILIKÇI tetikçileri kimlerin örgütlediğini ve ne yapmak istediklerini anlamak için; Arapça (القرآني), İngilizce (QURANİZM) ve Türkçe (KURANCILIK) yazıp araştıranlar görecektir ki; KURANCILIKÇILIK fetöcülük gibi Amerikancı İslamcılık, Alman İslamı, Fransız Müslümanlığı, Çin İslamı ve İngiliz Şiası olarak isimlendirilen küresel akıl tarafından kurgulanan ve köklerinden koparılarak sulandırılmış bir İslam anlayışı ile eline sözlük alanın diline geleni söylediği Modernist bir harekettir. Hadis uydurmacılığı dönemindeki sahtekarlara bile pes dedirtecek şekilde bunlarda sözlüğe bakarak ayet uydururlar. Zanlarını vahiy kisvesi ile sunan (Bakara Suresi 13. Ayette vurgulanan şekliyle) sefihlerdir.
وَاِذَا ق۪يلَ لَهُمْ اٰمِنُوا كَمَٓا اٰمَنَ النَّاسُ قَالُٓوا اَنُؤْمِنُ كَمَٓا اٰمَنَ السُّفَهَٓاءُۜ اَلَٓا اِنَّهُمْ هُمُ السُّفَهَٓاءُ وَلٰكِنْ لَا يَعْلَمُونَ
Onlara Nas (nasıl inanıyorsa) onlar gibi inanın dedinldiği zaman, derlerki "biz o sefihler gibi mi inanalım" Dikkat edin! Asıl sefihler (alkletme melekesi zayıf cahil cühela takımı) onlardır. Lakin bilmiyorlar. (Bakara 13)
Sanki kuran bize yetmiyor diyen varmış gibi sığ ve akletmeden aciz, analitik değerlemeden yoksun bir bakışla “Kuran bize yeter” ifadesi ile başlayan masum söylemler her geçen gün süren savrulmuşlukla namazı sorguya varan aşamalardan geçip nihayetinde hadisi sorguladıkları aynı bakışla Kuran sorgulanmaya başlayıp, Kuran’da işine gelmeyen ayetlerinde uydurulduğu iddialarına varan evreler takip edilir. Birinci sınıf Kurancılıkçılar hadislerde uydurma var hepsi değil ama bazıları sorunlu diye saftirikçe hadis külliyatına güven sarsma evresi görevi icra eder. İkinci sınıf Kurancılıkçılar Hadis Küllliyatını kökten redderek Kuran’da her şey var deyip tüm ibadetleri Kuran ayetlerini üzerinden açıklamaya çalışırken apsürt yorumlarla amuda kalkarak hadisi reddettiği algı ile ayetler üzerinde şüphe oluşturur. Üçüncü sınıf Kurancılıkçılar ise amuda kalkan kuran yorumlamalarında geri adım atıp bütün Müslümanların doğru dediği ibadet itikat konuları dahil Müslümanlarca doğru bilinen ne varsa hepsini yanlış ilan edip kurana uymuyor diye reddeder. Bu üç sınıf Kurancılıkçı bir MÜSLÜMAN KARİKATÜRÜne dönüşselerde hala Müslümanlığın içinde kalmakla beraber savrulmuşluk (sapma-sapıklık) içerisindedir. Bu sınıfları atlayan KURANCILIKÇILAR ise artık ayetleri reddedip bu ayet değildir. Şu modern bilgiye aykırıdır. Şu mushafa koydu bu çıkardı teranesi ile Hadis İnkarcılığını ayet inkarına evirir. Bu üç sınıf kurancılıkçılık dışındakiler ise artık Müslümanlardan tamamen ayrışmış, başkalaşmış hatta müslünalara düşmanlaşmış, müslümanların her şeyinden tiksinen modern olan her şeye öykünen, modernistlere yılışmış, onların yaltakçılığını üslenmiş, modernizmi aleni din edinmiş bildiğin GAVURdur.
Hasılı Kelam; KURANCILIKÇILIK EPİSTEMOLOJİK SAPIKLIKTIR
DİP NOT: Bu yazıda geçen fikirler ile ilgili dip not olarak RİVAYET arayanlar aşağıdaki linklere bakabilir.
https://royalsociety.org/about-us/who-we-are/history/
Son Müneccim ilk Bilim adamlarının Saçma sapan bilimsel araştırma ve gülünç tezleri
Hıristiyanlığı sulandırmak için kurgulanan “Sadece Metin” akımı ile İslam’ı sulandırmak adına örgütlenen Mushafçılılığın benzerliğini görmek isteyenler için
https://www.monergism.com/search?keywords=%22sola+scriptura%22&format=All&=Search
19 Mucizecilerinden, Davudi Bohra hareketine, Mason tarikatı Shriners örgütüne değin değişik versiyonlarda değişik ülkelerdeki kurancılıkçılar hakkında farkındalık için
Takım | O | G | M | B | A | Y | P | AV | |
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1 | Galatasaray | 20 | 17 | 0 | 3 | 53 | 22 | 54 | +31 |
2 | Fenerbahçe | 21 | 16 | 2 | 3 | 55 | 22 | 51 | +33 |
3 | Samsunspor | 21 | 12 | 5 | 4 | 34 | 23 | 40 | +11 |
4 | Eyüpspor | 21 | 11 | 4 | 6 | 34 | 19 | 39 | +15 |
5 | Göztepe | 21 | 10 | 7 | 4 | 40 | 27 | 34 | +13 |
6 | Başakşehir FK | 21 | 9 | 7 | 5 | 39 | 30 | 32 | +9 |
7 | Beşiktaş | 20 | 8 | 4 | 8 | 29 | 21 | 32 | +8 |
8 | Kasımpaşa | 21 | 6 | 5 | 10 | 37 | 40 | 28 | -3 |
9 | Alanyaspor | 21 | 7 | 7 | 7 | 25 | 28 | 28 | -3 |
10 | Çaykur Rizespor | 21 | 8 | 10 | 3 | 24 | 34 | 27 | -10 |
11 | Trabzonspor | 20 | 6 | 6 | 8 | 34 | 24 | 26 | +10 |
12 | Gaziantep FK | 20 | 7 | 8 | 5 | 26 | 28 | 26 | -2 |
13 | Antalyaspor | 21 | 7 | 10 | 4 | 25 | 41 | 25 | -16 |
14 | Konyaspor | 21 | 6 | 9 | 6 | 27 | 33 | 24 | -6 |
15 | Sivasspor | 21 | 6 | 10 | 5 | 26 | 35 | 23 | -9 |
16 | Kayserispor | 20 | 3 | 9 | 8 | 19 | 39 | 17 | -20 |
17 | Bodrum FK | 21 | 4 | 13 | 4 | 15 | 29 | 16 | -14 |
18 | Hatayspor | 21 | 1 | 13 | 7 | 23 | 40 | 10 | -17 |
19 | Adana Demirspor | 21 | 2 | 17 | 2 | 20 | 50 | 5 | -30 |
Takım | O | G | M | B | A | Y | P | AV | |
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1 | Kocaelispor | 22 | 14 | 5 | 3 | 35 | 20 | 45 | +15 |
2 | Fatih Karagümrük | 22 | 11 | 5 | 6 | 38 | 22 | 39 | +16 |
3 | Erzurumspor FK | 22 | 11 | 7 | 4 | 27 | 17 | 37 | +10 |
4 | Gençlerbirliği | 22 | 10 | 6 | 6 | 25 | 19 | 36 | +6 |
5 | Çorum FK | 22 | 9 | 5 | 8 | 29 | 20 | 35 | +9 |
6 | Bandırmaspor | 22 | 9 | 6 | 7 | 29 | 27 | 34 | +2 |
7 | İstanbulspor | 22 | 10 | 9 | 3 | 34 | 25 | 33 | +9 |
8 | Keçiörengücü | 22 | 9 | 7 | 6 | 34 | 25 | 33 | +9 |
9 | Pendikspor | 22 | 9 | 7 | 6 | 29 | 25 | 33 | +4 |
10 | Boluspor | 22 | 9 | 8 | 5 | 31 | 27 | 32 | +4 |
11 | Ümraniyespor | 22 | 9 | 8 | 5 | 32 | 30 | 32 | +2 |
12 | Amed SK | 22 | 7 | 5 | 10 | 23 | 21 | 31 | +2 |
13 | Esenler Erokspor | 22 | 8 | 8 | 6 | 28 | 27 | 30 | +1 |
14 | Manisa FK | 22 | 9 | 10 | 3 | 28 | 30 | 30 | -2 |
15 | MKE Ankaragücü | 22 | 9 | 10 | 3 | 28 | 23 | 30 | +5 |
16 | Şanlıurfaspor | 22 | 8 | 10 | 4 | 27 | 29 | 28 | -2 |
17 | Sakaryaspor | 22 | 6 | 7 | 9 | 27 | 31 | 27 | -4 |
18 | Iğdır FK | 22 | 7 | 10 | 5 | 22 | 25 | 26 | -3 |
19 | Adanaspor | 22 | 3 | 12 | 7 | 17 | 38 | 16 | -21 |
20 | Yeni Malatyaspor | 22 | 0 | 22 | 0 | 10 | 72 | 21 | -62 |
Takım | O | G | M | B | A | Y | P | AV | |
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1 | Sarıyer | 20 | 15 | 0 | 5 | 48 | 10 | 50 | +38 |
2 | Batman Petrolspor | 20 | 14 | 5 | 1 | 36 | 18 | 43 | +18 |
3 | GMG Kastamonuspor | 20 | 12 | 2 | 6 | 36 | 16 | 42 | +20 |
4 | Altınordu | 20 | 10 | 2 | 8 | 36 | 16 | 38 | +20 |
5 | Adana 1954 Futbol Kulübü | 20 | 11 | 5 | 4 | 38 | 20 | 37 | +18 |
6 | İskenderunspor A.Ş. | 20 | 8 | 4 | 8 | 28 | 17 | 32 | +11 |
7 | 24Erzincanspor | 20 | 8 | 4 | 8 | 29 | 21 | 32 | +8 |
8 | Beykoz Anadolu | 20 | 9 | 7 | 4 | 28 | 25 | 31 | +3 |
9 | Fethiyespor | 20 | 7 | 6 | 7 | 24 | 21 | 28 | +3 |
10 | Kırklarelispor | 20 | 5 | 7 | 8 | 21 | 22 | 23 | -1 |
11 | İnegölspor | 20 | 5 | 7 | 8 | 21 | 25 | 23 | -4 |
12 | 1461 Trabzon FK | 20 | 6 | 10 | 4 | 26 | 28 | 22 | -2 |
13 | Isparta 32 Spor | 20 | 4 | 6 | 10 | 17 | 20 | 22 | -3 |
14 | Kepezspor FAŞ | 20 | 5 | 10 | 5 | 22 | 29 | 20 | -7 |
15 | Karaköprü Belediyespor | 20 | 3 | 10 | 7 | 21 | 34 | 16 | -13 |
16 | Sincan Belediye Ankaraspor | 20 | 3 | 11 | 6 | 15 | 30 | 15 | -15 |
17 | Altay | 20 | 4 | 14 | 2 | 16 | 46 | 11 | -30 |
18 | Hes İlaç Afyonspor | 20 | 0 | 19 | 1 | 6 | 70 | 5 | -64 |
Takım | O | G | M | B | A | Y | P | AV | |
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1 | Bursaspor | 18 | 14 | 0 | 4 | 38 | 5 | 46 | +33 |
2 | Karşıyaka | 18 | 10 | 3 | 5 | 29 | 16 | 35 | +13 |
3 | Belediye Kütahyaspor | 18 | 10 | 4 | 4 | 31 | 18 | 34 | +13 |
4 | Düzcespor | 18 | 9 | 3 | 6 | 26 | 15 | 33 | +11 |
5 | Anadolu Üniversitesi | 18 | 8 | 5 | 5 | 24 | 13 | 29 | +11 |
6 | Muş Spor Kulübü | 18 | 7 | 3 | 8 | 22 | 16 | 29 | +6 |
7 | Silifke Belediye Spor | 18 | 7 | 5 | 6 | 32 | 23 | 27 | +9 |
8 | Bornova 1877 | 18 | 5 | 5 | 8 | 26 | 26 | 23 | 0 |
9 | Kahramanmaraşspor | 18 | 6 | 8 | 4 | 17 | 23 | 22 | -6 |
10 | Artvin Hopaspor | 18 | 5 | 6 | 7 | 12 | 19 | 22 | -7 |
11 | 23 Elazığ Futbol Kulübü | 18 | 4 | 7 | 7 | 12 | 18 | 19 | -6 |
12 | Kırşehir Futbol SK | 18 | 5 | 9 | 4 | 19 | 31 | 19 | -12 |
13 | Tokat Bld Plevnespor | 18 | 3 | 8 | 7 | 11 | 19 | 16 | -8 |
14 | Bulvarspor | 18 | 2 | 9 | 7 | 15 | 31 | 13 | -16 |
15 | Kuşadasıspor | 18 | 4 | 13 | 1 | 14 | 31 | 13 | -17 |
16 | Ergene Velimeşe | 18 | 2 | 13 | 3 | 7 | 31 | 9 | -24 |
Tarih | Ev Sahibi | Sonuç | Konuk Takım |
---|---|---|---|
03/02/2025 | Gaziantep FK | vs | Galatasaray |
09/02/2025 | Alanyaspor | vs | Fenerbahçe |
09/02/2025 | Antalyaspor | vs | Başakşehir FK |
09/02/2025 | Bodrum FK | vs | Göztepe |
09/02/2025 | Galatasaray | vs | Adana Demirspor |
09/02/2025 | Kasımpaşa | vs | Çaykur Rizespor |
09/02/2025 | Kayserispor | vs | Konyaspor |
09/02/2025 | Samsunspor | vs | Hatayspor |
09/02/2025 | Sivasspor | vs | Beşiktaş |
09/02/2025 | Samsunspor - Hatayspor | Hatayspor ligdeki son 10 maçında hiç kazanamadı | Samsunspor yenilmez |
09/02/2025 | Galatasaray - Adana Demirspor | Galatasaray ligdeki son 20 maçında hiç kaybetmedi | Galatasaray yenilmez |
09/02/2025 | Alanyaspor - Fenerbahçe | Fenerbahçe ligdeki son 7 maçında hiç kaybetmedi | Fenerbahçe yenilmez |
Tarih | Ev Sahibi | Sonuç | Konuk Takım |
---|---|---|---|
07/02/2025 | Gençlerbirliği | vs | Esenler Erokspor |
08/02/2025 | Iğdır FK | vs | Pendikspor |
08/02/2025 | Yeni Malatyaspor | vs | Erzurumspor FK |
08/02/2025 | Adanaspor | vs | Manisa FK |
08/02/2025 | Sakaryaspor | vs | Çorum FK |
08/02/2025 | Kocaelispor | vs | Amed SK |
09/02/2025 | Bandırmaspor | vs | Şanlıurfaspor |
09/02/2025 | Boluspor | vs | Keçiörengücü |
09/02/2025 | İstanbulspor | vs | MKE Ankaragücü |
09/02/2025 | Fatih Karagümrük | vs | Ümraniyespor |
Tarih | Ev Sahibi | Sonuç | Konuk Takım |
---|---|---|---|
08/02/2025 | Adana 01 Futbol Kulübü | vs | 24Erzincanspor |
08/02/2025 | Altay | vs | Beykoz Anadolu |
08/02/2025 | Altınordu | vs | Kırklarelispor |
08/02/2025 | Batman Petrolspor | vs | Fethiyespor |
08/02/2025 | İskenderunspor A.Ş. | vs | İnegölspor |
08/02/2025 | Karaköprü Belediyespor | vs | GMG Kastamonuspor |
08/02/2025 | Sarıyer | vs | Isparta 32 Spor |
08/02/2025 | 1461 Trabzon FK | vs | Sincan Belediye Ankaraspor |
12/02/2025 | Batman Petrolspor | vs | İskenderunspor A.Ş. |
08/02/2025 | Adana 01 Futbol Kulübü - 24Erzincanspor | Adana 01 Futbol Kulübü ligdeki son 5 maçında hiç kaybetmedi | Adana 01 Futbol Kulübü yenilmez |
08/02/2025 | Altınordu - Kırklarelispor | Altınordu ligdeki son 5 maçında hiç kaybetmedi | Altınordu yenilmez |
08/02/2025 | Afyonspor Kulübü - Kepezspor FAŞ | Afyonspor Kulübü ligdeki son 20 maçında hiç kazanamadı | Kepezspor FAŞ yenilmez |
Tarih | Ev Sahibi | Sonuç | Konuk Takım |
---|---|---|---|
09/02/2025 | Anadolu Üniversitesi | vs | Belediye Kütahyaspor |
09/02/2025 | Bornova 1877 | vs | Kuşadasıspor |
09/02/2025 | Düzcespor | vs | 23 Elazığ Futbol Kulübü |
09/02/2025 | Ergene Velimeşe | vs | Kırşehir Futbol SK |
09/02/2025 | Kahramanmaraşspor | vs | Silifke Belediye Spor |
09/02/2025 | Karşıyaka | vs | Artvin Hopaspor |
09/02/2025 | Muş Spor Kulübü | vs | Bursaspor |
09/02/2025 | Tokat Bld Plevnespor | vs | Bulvarspor |