Bugun...


Yüksel Kaplan

facebook-paylas
Fatih Sultan Mehmet ve İmparatorluk
Tarih: 31-05-2024 21:11:00 Güncelleme: 31-05-2024 21:11:00


II. Murad’ın siyasi ve askeri manevraları sayesinde Osmanlı devleti, Anadolu ve Balkanlarda geniş toprakları bulunan, demografik açıdan kozmopolit bir sistem sahibi güçlü devlet niteliğine ulaşır.

          Sultan 1434-1442 yıllarını dışarıda bırakırsak danışmanlarının aksine takip ettiği barışçı politikalar önce Fetret devrinin yarattığı krizlerin izlerini siler. Eş zamanlı olarak devletini merkezi bir devlet yapısına dönüştürmek için önemli adımlar atar. Ne var ki 3 Şubat 1451 günü 48 yaşındayken vefatından önce sultan, merkezi bürokratik bir imparatorluğun oluşumu önündeki tüm engelleri tamamen yıkabilmiş değildi. Merkezi bürokratik imparatorluğa yönelim Sultan Murad han ile başlamıştı. Yıldırım Bayezid Han döneminde iktidarın kapıkulu ve vezir-i azam ikilisi etrafında şekillenmesiyle güçlenmesini sürdürmüş; eş zamanlı olarak merkezkaç güçlerin eli hükümet karşısında giderek zayıflama sürecine girmişti. 1451’ gelindiğinde ilginç bir tablo yürürlükteydi: Köklü bir Türkmen ailenin çocuğu olan Çandarlı Halil Paşa,  iktidara rakip olmasa bile onu engelleyebilecek Türkmen beylerinin temsilcisi olarak dengeleri yakından izliyor ve sadrazamlık mührünü elinde tutuyordu. O’nu bir an dışarda tutarsak, merkezileşmeye muhalif irsî ve yarı feodal bir yapının temsilcisi kitleler, sınırlarda uç beyleri olarak varlıklarını devam ettirmekteydiler.     

                Merkezileşmenin sosyo-kültürel yansımaları da bu dönemde kendini hissettirir. Arabistan, Türkistan ve Kırım’dan gelen aralarında Molla Gürâni, Alâeddin Tusi, Alâeddin Semarkandi, Acem Sinan gibi değerli bilgin ve sanatkârlar sayesinde Anadolu’nun kültürel yaşamı canlanır. Zeyniyye, Bayramiyye ve Mevleviyye gibi tasavvuf akımları toplumsal yaşam biçimine eklenirler. 1444 yılında Edirne buhranında Hurufiler katledilirlerse de diğer tasavvuf erbabı padişah katında saygı görmeye devam eder. Şüphesiz Sultan Murad II devri, anı itibariyle Osmanlı tarihinin en refah devri olur. Bu refahın kaynağı ise saltanatı boyunca akçenin değeri korunması ve devletin yıllık gelirinin 2.5 milyon altın gibi yüksek meblağlara ulaşmış olmasıdır.

            Bu kısa giriş aslında 1451’de ikinci kez Osmanlı tahtına oturan oğul II. Mehmet için bir nevi yol haritasını işaret etmektedir. Yedinci devlet başkanı olarak Osmanoğulları’nın tahtına oturduğunda kanatları Anadolu ve Balkanlara uzanan ancak iki kanatın stratejik ve fiili olarak bütünleşmenin Doğu Roma devletince engellendiği bir devleti idare sorumluluğunu üstlenir genç şehzade. Çocukluk ve ilk saltanat yıllarından beridir farkında olduğu bu problemi çözmek, ilk andan itibaren izlediği siyasetin bel kemiği olur.

          Gözü gönlü İstanbul’a kilitlenmiş olmasına rağmen ilk seferini yedi yıl önce verdiği yemin bağıyla Osmanlıya tabi akraba Karaman oğlu beyliği üzerine gerçekleştirir. Çünkü Karaman beyliği, Germiyan tarafından sınırı geçmekle kalmayıp, Anadolu egemenliği konusunda kendisini Selçuklu tahtının varisi olarak görmekte olduğunu açıktan olmasa da bir kez daha tavırlarıyla Osmanlıya hissettirmiştir. II. Mehmet Karaman seferindeyken durumu, can düşmanı Osmanlının zaafı olarak algılayan Doğu Roma imparatoru Konstantinos Dragazes,  İstanbul’da rehin olarak bulunan Osmanlı şehzadesi için ödenmekte olan tahsisatın iki katına çıkartılmasını ister. Bu talebin ardında, “hayır dersen şehzadeyi Rumeli’ne salıveririm, yokluğunda sen yetişmeden Edirne’de tahtına oturuverir tehdidi ya da sıkıştırması” yatmaktadır. Pe ki kimdir şehzade Orhan? Kendisi fetret devri başrol oyuncularından Kasım Çelebi’nin oğludur. Kardeş mücadeleleri esnasında siyasi ve askeri destek karşılığı babası tarafından Konstantiniyye’ye rehin olarak gönderilmiş 1412 doğumlu bir Osmanoğulları torunudur. Şartları itibariyle tedirgin olan sultan gelen elçilik heyetini dostça karşılar dönüşünde teklifi yerine getireceğini ifade eder. Fakat bu fesad ve tehdit odağı şehrin alınmasına yönelik inanç ve kararlılığı iyice artar.

                İstanbul’un alınması jeopolitik olarak büyük bir gereklilik arz etmektedir. Örneğin şehir, Karadeniz’den Akdeniz’e çıkışı sağlayan İstanbul boğazını kontrol ettiği gibi ticari açıdan çok kıymetli uluslararası kara ve deniz ticaret yollarının kesiştiği bir muhteşem merkezdir. Türk Müslüman devletlerine karşı askeri ve siyasi haçlı oluşumlarının tahrik kaynağıdır. Osmanlı Batı’da veya Doğuda ciddi bir tehditle ya a proje ile meşgul iken onu arkadan vurabilecek hazır bir Demoklesin kılıcıdır vs. Sultan ilk sultanlığı döneminde İstanbul’a ait düşünce ve hazırlıklarından dolayı veziriazam Çandarlı Halil Paşa tarafından yazılan mektupla Bursa’daki babasına bile şikâyet edilmişti. Şimdi edindiği tecrübeyle bu işi daha bir sıkı ve o kadar gizli yürütmeye başlar. Perşembenin gelişini çarşambadan sezen Bizans imparatoru sağ kalabilmek için rehin şehzadeden sonra uygulayabileceği ikinci kozunu uygular. Papanın elçisi olarak şehre gelen kardinal İsodoros başkanlığında Aralık 1452’de Ayasofya’da Roma usulünde yapılan bir dini ayinde, “union” yani birlik ilan edilir. XI. Konstantinos, Ortodoks kültürüyle özdeşleşmiş Doğu Roma kültürünü, Latin kültürünün ürünü Katolik Papalık ile birleştirerek daha açık ifadeyle ona teslim olarak varlığını güvenceye almayı umar. Ancak bu siyasi-dini adımı, aksine halkındaki Roma kilisesi nefretini iyice körükleyecektir. İmparator Türklerin inşaatına Martta başlandığı Rumeli hisarını Ağustosta bitirdiğini görünce iyice telaşlanır. Canhıraş, bana destek verin talebini içeren elçileriyle mektuplar yolladığı Macaristan Silivri ve Misivri yerleşimlerinin kendilerine devrini ister; Sırp idaresi bedeli parayı ödersen neden olmasın cevabını verir. Yalnızca Venedik Cumhuriyeti, Adalar Denizindeki donanmasıyla destek vaat eder ve 26 Ocak 1453 günlü anlaşmanın hemen ardından donanmasını İstanbul savunmak üzere yollar. Ki bu aceleciliğinin sebebi, korkulan akıbetin kendisine de zarar vereceğinden emin olma endişesidir.

                İstanbul’u fetih hakkında çekimser olan Çandarlı Halil Paşa ve taraftarlarının sultanım, “yıllık yetmiş bin altın vergiye ek İstanbul’un yönetimi göndereceğiniz inzibat memurlarınca size bırakılacaktır. Tek yapacağımız karşılığında kuşatmayı kaldırmaktır” önerisi, Zağanos ve ekibinin dirayetli duruşu ile rafa kalkar. Aynı günlerde Macaristan’dan gelen bir heyet  Hunyadi Yanoş’un idareyi IV.Ladislas’a terk ettiğini ve yeni yönetimin 1451de akdedilmiş olan üç yıllık ateşkes anlaşmasının yürürlükken kalktığı haberini getirir.  Bu can sıkıcı haber bir Macar-İtalyan birleşik destek ordusunun geleceği dedikodusuna yol açarsa da sadrazamın diplomatik girişimleri ve Avrupalı devletlerin kendi aralarındaki çekişmeler, böyle bir yardım gerçekleşmeyecektir.

                Kuşatma 1453 ilkbaharında başlar ve 29 Mayıs 1453 günü Doğu Roma Osmanlı gücü karşısında son nefesini verir.

                Hz peygamberimizin yüzyıllar öncesinden müjdesine işaret ederek övdüğü Konstantiniyye’yi fetih eden komutan ve askerlerinin mutluluğu ve gururunu ifadeye kelimeler yeterli kalır şüphesiz.      Fetih bilinen ilk siyasal ve dini sonuçlarının dışında Osmanlı devletinin tarihsel çizgisinde bir kırılma noktasını işaret eder. Ankara savaşı yenilgisiyle başarılamamış olan merkezi bürokratik imparatorluk ülküsünü, II. Mehmet hayata geçirir. Sultan yalnızca teritoryal anlamda değil ideolojik ve felsefe açısından da Osmanlı imparatorluğunun kurucusu olur. Sultan kendi kişiliğinde eski Türk, Arap, Arap-İslam ve Roma-Bizans ananesini birleştirmiş klasik Osmanlı padişahı portresini yaratır. Bu portrede Doğu Romanın idari ve kültürel etkileri de pay sahibi edilir. Osmanlı saray protokolüne, imparator Justinyen’in yaptığı kanunnameler merkeziyetçi imparatorluğun yansıması olarak eklenirler.

Albert Hourani Osmanlıları “Müslüman dünyanın Romalıları “ olarak değerlendirirken iki kültür arasındaki etkileşime işaret eder. Gerçi Osmanlı, “her şey paylaşılır sadece devlet paylaşılmaz şeklindeki bir Türk devlet ilkesinin zaten gayet bilincinde olduğunu kurulduğu günden beri itinayla uygulamıştır ama Avrupalı tarihçiler Roma’da imperıum olarak beliren iktidarın bölünmezliği anlayışının Osmanlı idari geleneği üzerinde etkiler bıraktığını söyler. Örneğin Nicolae Jorga tezinde ana hatlarıyla  “ Arap halifelerinin haleflerinin başaramadıklarını, Karaman ve Osmanlı hanedanlarından gelen küçük beyler farklı şartlar altında başardı. …İstanbul başkent haline getirildikten sonra soylu sultan, Bizans sarayının bütün saygınlığını yansıtan görkemli bir doğu hükümdarı haline geldi. O Asyai bir devletten Doğu Roma modelinde bir mutlak monarşi yarattı… Sultan Mehmet Rumların Basıleus’u, Slavların Çar’ı, ilhak ettiği Romenlerin İmparat’ı oldu. Bizans sarayının bütün protokol memuriyetleri isim değiştirilerek sürdürüldü” tespitini yapar. Romen tarihçinin tezi birçok yönden eleştirilebilir ancak iki dünya arasında kültürel etkileşim kaçınılmazdır şüphesiz. Osmanlı kültürel kimliğinin belirlenmesinde yalnızca Bizans’ı öncül saymak doğru olmaz. Coğrafi ve kültürel çekim merkezi olarak Doğu Akdeniz dünyası, İslam, İran ve Anadolu Türk devlet gelenekleri de imparatorluk geleneğinin biçimlenmesinde etkili olmuştur. Artık İstanbul Doğu ve Batı’nın önemli bir ticaret merkezi ve bir dünya anakent şehri olarak Osmanlı kültürünün bir parçası olur.

       Hazır hızla ilerleyen siyasi tarihe ara verip fetihle birlikte İstanbul’un yeni hâkimine ve Konstantiniyye’nin yeni sahibine kazandırdığı kültürel kimliğe odaklanmışken Fatih’in dünya hükümdarı iddia ve isteğine yönelik somut adımlarını öğrenmek güzel bir ayrıntı olacaktır.

1.       İlk resmi ziyaretini Ayasofya’ya yapan Fatih, bu tarihi dini yapıyı fethinin nişanesi ve kılıç hakkı olarak camiye dönüştürme emrini verir. Batılılar için inanılmaz bizim için olağan bir kararla Balkan Hristiyanlarını ruhani önderden yoksun bırakmamak için Georgios Skholarios  Gennadios’ u ekümenik patrik atar. Atamanın altında şüphesiz zekice gizlenmiş siyasal hedefler vardır. Bu bir yana, görünürde sadece sivil otorite değişir, Bizans imparatorunun yerini sultan alır ve patriğe mevkiinin alametlerini “ Tüm seleflerinizin yararlandığı imtiyazlarınızı koruyun” sözüyle teslim eder.

2.       Bursa’nın Ermeni patriği Hovakim’i İstanbul’a davet ederek,  Gennadios benzeri yetkilerle donatır. O’nu Ortodoks olmayan Hristiyan Ermenilerin içinde yer aldığı Doğu Hristiyanlarının ve Katoliklerinin ruhani önderi yapar.

3.       Birçok Bizans imparatorunun mezarının bulunduğu Ortodoks kilisesi merkezi sayılan Havariyyun Kilisesinin yıkılmasını emreder. Yerine Ayasofya’dan daha yüksek olmasını şart koştuğu bir cami ve bir külliyenin inşasını başlatır. Bu yıkım ve inşa emrinde bir yer seçimi söz konusudur. Fatihle beraber sultanların Bursa’da defin âdeti sona erecek öte yandan Bizans imparatorunun mezarlığı olan bir yerde toprağa emanet edilmek suretiyle zincire bir ekleme yapılacaktı. Nitekim Fatih bugün cami bahçesindeki türbesinde ebedi uykusundadır.    

4.        Fatih fethin ardından üç saray inşa ettirir. Bu üç yapının mimari özellikleri siyasi bir niyeti kapsamaktadır. İlki yunan tarzında Bayezid semtinde inşa edilmiş ama günümüze ulaşmamış Yunan tarzındaki Eski Saray (Saray-ı Atik) dir. Fatih burada 15 yıl kadar yaşar. Sonra  Theodoisus Forumu sahası üzerinde zeytin ağaçlarıyla kaplı, antik Bizans’ın iç kalesi olarak tarif edebileceğimiz eski akropolünde yer alan, Haliç-Boğaziçi ve Marmara denizi arasındaki yarımada üzerinde asılı gibi duran yüksek tepeye,  Doğu usulünde köşk ve kasırlardan ibaret yeni bir saray, (Saray-ı Cedit)ti inşa ettirir. Üçüncü saray ise pers tarzında planlanan Çinili Köşktür. Sultan söz konusu üç yapıyla üç ayrı dünyanın da mirasını sahiplenmiştir. Bu üç saray arasında öne çıkan Saray-ı Cedit ya da günümüz adıyla Topkapı Sarayı’nın yerleşim alanı –Sarayburnu- iki karanın ve iki denizin hükümdarı diye anılan gururlu retorik formülüne son derece uygundur. 1478 senesinde yapımı bittiğinde sarayın bulunduğu yer boğazın ve haliç’in girişine hâkim bir tepe olduğu ve manzarasıyla padişahı hayran bıraktığı sultan işe önce buraya kale şeklinde bir sur yapımı ile başlar ve toplar yerleştirir. Bu toplar hem korunma hem de selamlama amacı ile konur. Önceleri Kale-i Sultani, Kale Saray gibi isimlerle anılsa da daha sonra bu toplardan dolayı adı “Topkapusu Sarayı” diye anılmaya başlar.)

5.        Fatih Sultan Mehmet şahsını maiyetinden tecrit eden ve halk arasına çıkacağı ender vesileleri titiz şekilde düzenleyen yeni bir saray teşrifatını hazırlayıp yasalaştırır. Suretini gösteren sikkelerinde hala adı “bey olarak geçse de imparator olarak anılmak için ya Farsça padişah ya da Latince kökenli kayzer unvanını kullanmaya başlar.  

6.        Fatih Sultan Mehmed eski hükümran Bizans ailelerinin soyundan gelen ve ihtida eden yani Müslüman olan bazı şahsiyetleri yanına alarak, Bizans imparatorlarının erguvan rengine de bürünmeye çalışır. Örneğin ilk vezir-i azamlardan bazıları Paleologos veya Angeloviç soyundandır. Fatih, yok olan Bizans İmparatorluğu’nun ileri gelenlerini yanına almanın itibarına çok şey kazandıracağını anlamış ya da düşünmüştür.

7.        Fatih çok yönlü ve merakı üst seviyede öğrenme açlığı içinde bir sultan portresi çiziyordu. Bu haliyle antik yunan yazarların ı okuması, ulemadan çok Ortodoks din adamlarıyla sohbeti yeğlemesi rahatsızlık yaratıyordu. İsa’nın doğduğu taş, İsa’nın çilesinin araçları veya öldürülen kutsal masumlar gibi Hristiyan röliklerini toplamak günahkâr bir akıl karışıklığının işareti olabilirdi. Ama bir ressama yüzünü tasvir ettirmek ne demekti? Alenen İslam’ın hoş görmediği bir tutumdu en azından. Fatih 1479 yılında Venedik Cumhuriyeti ile yapılan anlaşmanın ardından ulaklar vasıtasıyla bir dostluk nişanesi olarak kendisine “portre yapmayı” ve madalyon deseni çıkartmayı” bilen bir ressam gönderilmesini ister. Başka isteklerde vardır Venedik Doç’undan ama biz konuyu uzatmayalım.  Neyse Venedik’te bu iş için ressam Gentile Bellini’yi seçer.

              Önce madalyonlar yapılır. Madalyonun her iki yüzüne Latince  “ Mehmed Osmanlı Madolyon tamamlandığında iki yanında padişahın erdemleri “Mehmed, Osmanlı Sultanı, Türklerin imparatoru.                           resim 1.Fatih_Sultan_Mehmet_Madalyonu_Gentile_Bellini                 Savaşta bir yıldırıma benzeyen bu adam halkları ve şehirleri  mağlup etmiştir” veya “Mehmed, Asya, Trabzon ve Yunanistan imparatoru” şeklinde yazılır (Resim 1).

         Aynı dönemde Bertol do di Giovanni elinden çıkma başka bir madalyon daha yapılır. Bunda ise sanatçı, sarıklı ve sakallı Mehmed’in zaferini all antica kutlayarak, onu ağızlarından köpükler saçan bir atların çektiği bir savaş arabasının üstünde, sol elinde klasik ikonografyaya uygun olarak kanatlı zafer figürünü sallar ve diğer elinde Yunanistan, Trabzon ve Asya’yı temsil eden taç giymiş üç çıplak ve zincirli kadını tutar halde tasvir eder(Resim 2) .  

                                                                         Resim 2. Fatih_Sultan_Mehmet_madalyonu_1480-

Gelelim Londra Ulusal galerisinde bulunan II. Mehmed’in portresine. Bitiş tarihi 25 Kasım 1480 olan tabloda Sultan, başında büyük bir beyaz sarıkla, dörtte üçlük bir açı ile büst olarak tasvir edilmiştir. Omuzlarındaki kahverengi bir kürk etolün arasından, kırmızı bir kaftan giydiği görülmektedir. İzleyiciden nakışlı bir kumaş ile kaplanmış bir korkuluk ile ayrılan figür, bir Roma zafer takını ya da Topkapı Sarayı’nın iç avlusunun giriş kapısı olan Babü’s-saade’yi çağrıştıran mermer bir kemerin altına yerleştirilmiştir. Koyu renkli fonun üstünde, kemerin her iki yanında ilginç şekilde havada asılı gibi duran üçer yaldızlı taç yer almaktadır. Bir yedinci taç da korkuluğu kaplayan zengin nakışlı halı üzerindedir. Bu yedi taç ya hükümdarın otoritesi altında birleştirilmiş krallıkları ya da bir bayrak direğine asılarak imparatorduk sancağını oluşturan yedi tuğu simgelemektedir. Halı üzerindeki değerli taşlardan yapılmış dört çiçek de Osmanoğulları tarafından ele geçirilen cihan hâkimiyetini temsil etmektedir: İki kıta ve iki deniz, Karadeniz ve Akdeniz. Bu gün kısmen silinmiş durumdaki alt yazı da bunu doğrulamaktadır. II. Mehmed Victor orbis yani “cihan fatihi” olarak belirtilmiştir.

 



Bu yazı 223 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
nöbetçi eczaneler
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
PUAN DURUMU
Takım O G M B A Y P AV
1 Galatasaray 20 17 0 3 53 22 54 +31
2 Fenerbahçe 21 16 2 3 55 22 51 +33
3 Samsunspor 21 12 5 4 34 23 40 +11
4 Eyüpspor 21 11 4 6 34 19 39 +15
5 Göztepe 21 10 7 4 40 27 34 +13
6 Başakşehir FK 21 9 7 5 39 30 32 +9
7 Beşiktaş 20 8 4 8 29 21 32 +8
8 Kasımpaşa 21 6 5 10 37 40 28 -3
9 Alanyaspor 21 7 7 7 25 28 28 -3
10 Çaykur Rizespor 21 8 10 3 24 34 27 -10
11 Trabzonspor 20 6 6 8 34 24 26 +10
12 Gaziantep FK 20 7 8 5 26 28 26 -2
13 Antalyaspor 21 7 10 4 25 41 25 -16
14 Konyaspor 21 6 9 6 27 33 24 -6
15 Sivasspor 21 6 10 5 26 35 23 -9
16 Kayserispor 20 3 9 8 19 39 17 -20
17 Bodrum FK 21 4 13 4 15 29 16 -14
18 Hatayspor 21 1 13 7 23 40 10 -17
19 Adana Demirspor 21 2 17 2 20 50 5 -30
Takım O G M B A Y P AV
1 Kocaelispor 22 14 5 3 35 20 45 +15
2 Fatih Karagümrük 22 11 5 6 38 22 39 +16
3 Erzurumspor FK 22 11 7 4 27 17 37 +10
4 Gençlerbirliği 22 10 6 6 25 19 36 +6
5 Çorum FK 22 9 5 8 29 20 35 +9
6 Bandırmaspor 22 9 6 7 29 27 34 +2
7 İstanbulspor 22 10 9 3 34 25 33 +9
8 Keçiörengücü 22 9 7 6 34 25 33 +9
9 Pendikspor 22 9 7 6 29 25 33 +4
10 Boluspor 22 9 8 5 31 27 32 +4
11 Ümraniyespor 22 9 8 5 32 30 32 +2
12 Amed SK 22 7 5 10 23 21 31 +2
13 Esenler Erokspor 22 8 8 6 28 27 30 +1
14 Manisa FK 22 9 10 3 28 30 30 -2
15 MKE Ankaragücü 22 9 10 3 28 23 30 +5
16 Şanlıurfaspor 22 8 10 4 27 29 28 -2
17 Sakaryaspor 22 6 7 9 27 31 27 -4
18 Iğdır FK 22 7 10 5 22 25 26 -3
19 Adanaspor 22 3 12 7 17 38 16 -21
20 Yeni Malatyaspor 22 0 22 0 10 72 21 -62
Takım O G M B A Y P AV
1 Sarıyer 20 15 0 5 48 10 50 +38
2 Batman Petrolspor 20 14 5 1 36 18 43 +18
3 GMG Kastamonuspor 20 12 2 6 36 16 42 +20
4 Altınordu 20 10 2 8 36 16 38 +20
5 Adana 1954 Futbol Kulübü 20 11 5 4 38 20 37 +18
6 İskenderunspor A.Ş. 20 8 4 8 28 17 32 +11
7 24Erzincanspor 20 8 4 8 29 21 32 +8
8 Beykoz Anadolu 20 9 7 4 28 25 31 +3
9 Fethiyespor 20 7 6 7 24 21 28 +3
10 Kırklarelispor 20 5 7 8 21 22 23 -1
11 İnegölspor 20 5 7 8 21 25 23 -4
12 1461 Trabzon FK 20 6 10 4 26 28 22 -2
13 Isparta 32 Spor 20 4 6 10 17 20 22 -3
14 Kepezspor FAŞ 20 5 10 5 22 29 20 -7
15 Karaköprü Belediyespor 20 3 10 7 21 34 16 -13
16 Sincan Belediye Ankaraspor 20 3 11 6 15 30 15 -15
17 Altay 20 4 14 2 16 46 11 -30
18 Hes İlaç Afyonspor 20 0 19 1 6 70 5 -64
Takım O G M B A Y P AV
1 Bursaspor 18 14 0 4 38 5 46 +33
2 Karşıyaka 18 10 3 5 29 16 35 +13
3 Belediye Kütahyaspor 18 10 4 4 31 18 34 +13
4 Düzcespor 18 9 3 6 26 15 33 +11
5 Anadolu Üniversitesi 18 8 5 5 24 13 29 +11
6 Muş Spor Kulübü 18 7 3 8 22 16 29 +6
7 Silifke Belediye Spor 18 7 5 6 32 23 27 +9
8 Bornova 1877 18 5 5 8 26 26 23 0
9 Kahramanmaraşspor 18 6 8 4 17 23 22 -6
10 Artvin Hopaspor 18 5 6 7 12 19 22 -7
11 23 Elazığ Futbol Kulübü 18 4 7 7 12 18 19 -6
12 Kırşehir Futbol SK 18 5 9 4 19 31 19 -12
13 Tokat Bld Plevnespor 18 3 8 7 11 19 16 -8
14 Bulvarspor 18 2 9 7 15 31 13 -16
15 Kuşadasıspor 18 4 13 1 14 31 13 -17
16 Ergene Velimeşe 18 2 13 3 7 31 9 -24
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 03/02/2025 Gaziantep FK vs Galatasaray
 09/02/2025 Alanyaspor vs Fenerbahçe
 09/02/2025 Antalyaspor vs Başakşehir FK
 09/02/2025 Bodrum FK vs Göztepe
 09/02/2025 Galatasaray vs Adana Demirspor
 09/02/2025 Kasımpaşa vs Çaykur Rizespor
 09/02/2025 Kayserispor vs Konyaspor
 09/02/2025 Samsunspor vs Hatayspor
 09/02/2025 Sivasspor vs Beşiktaş
 09/02/2025 Samsunspor - Hatayspor Hatayspor ligdeki son 10 maçında hiç kazanamadı  Samsunspor yenilmez
 09/02/2025 Galatasaray - Adana Demirspor Galatasaray ligdeki son 20 maçında hiç kaybetmedi  Galatasaray yenilmez
 09/02/2025 Alanyaspor - Fenerbahçe Fenerbahçe ligdeki son 7 maçında hiç kaybetmedi  Fenerbahçe yenilmez
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 07/02/2025 Gençlerbirliği vs Esenler Erokspor
 08/02/2025 Iğdır FK vs Pendikspor
 08/02/2025 Yeni Malatyaspor vs Erzurumspor FK
 08/02/2025 Adanaspor vs Manisa FK
 08/02/2025 Sakaryaspor vs Çorum FK
 08/02/2025 Kocaelispor vs Amed SK
 09/02/2025 Bandırmaspor vs Şanlıurfaspor
 09/02/2025 Boluspor vs Keçiörengücü
 09/02/2025 İstanbulspor vs MKE Ankaragücü
 09/02/2025 Fatih Karagümrük vs Ümraniyespor
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 08/02/2025 Adana 01 Futbol Kulübü vs 24Erzincanspor
 08/02/2025 Altay vs Beykoz Anadolu
 08/02/2025 Altınordu vs Kırklarelispor
 08/02/2025 Batman Petrolspor vs Fethiyespor
 08/02/2025 İskenderunspor A.Ş. vs İnegölspor
 08/02/2025 Karaköprü Belediyespor vs GMG Kastamonuspor
 08/02/2025 Sarıyer vs Isparta 32 Spor
 08/02/2025 1461 Trabzon FK vs Sincan Belediye Ankaraspor
 12/02/2025 Batman Petrolspor vs İskenderunspor A.Ş.
 08/02/2025 Adana 01 Futbol Kulübü - 24Erzincanspor Adana 01 Futbol Kulübü ligdeki son 5 maçında hiç kaybetmedi  Adana 01 Futbol Kulübü yenilmez
 08/02/2025 Altınordu - Kırklarelispor Altınordu ligdeki son 5 maçında hiç kaybetmedi  Altınordu yenilmez
 08/02/2025 Afyonspor Kulübü - Kepezspor FAŞ Afyonspor Kulübü ligdeki son 20 maçında hiç kazanamadı  Kepezspor FAŞ yenilmez
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 09/02/2025 Anadolu Üniversitesi vs Belediye Kütahyaspor
 09/02/2025 Bornova 1877 vs Kuşadasıspor
 09/02/2025 Düzcespor vs 23 Elazığ Futbol Kulübü
 09/02/2025 Ergene Velimeşe vs Kırşehir Futbol SK
 09/02/2025 Kahramanmaraşspor vs Silifke Belediye Spor
 09/02/2025 Karşıyaka vs Artvin Hopaspor
 09/02/2025 Muş Spor Kulübü vs Bursaspor
 09/02/2025 Tokat Bld Plevnespor vs Bulvarspor
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HAVA DURUMU
HABER ARA
YUKARI