Kadınlar evde kendi çocuğunu büyütürken yani annelik yaparken itibar görmüyormuş ama başkasının çocuğuna bakıcılık yaparken kamusal alanda itibar görüyormuş, kadınlar bu yüzden anneliğe değil kendilerine para kazandıran bakıcılığa özeniyormuş. Bu da aile ve çocuk yetiştirmek için tehlikeli bir durum olduğu için çareler düşünmek gerekiyor tabiki. Bakın sunulan bir çözüm önerisi nasıl?
"Bir kadın evinde çocuklarını büyütüyorsa vasıfsız eleman olarak karşılık bulur. Lakin aynı kadın bakıcılık yapıp başkalarının çocuklarını büyütüyorsa iş gücüne katılan saygın bir kadın olarak görülür. Yine kadın çocuklarını büyütmekte ısrar eder, aile kurumunu ayakta tutmak için çabalarsa kamusal olarak yalnız bırakılır ama her gün evinden ayrılıp başkalarının hizmetinde çalışırsa örnek biri olarak takdir görür.
Bence devlet evdeki kadını yani anneyi onurlandırmalı ve onu, yoğun çalışmasının karşılığı olarak maddi ve manevi bakımdan desteklemeli." diyor bir beyefendi.
Peki bu adaletli bir çözüm önerisi mi?
Evinde ev işlerini yapan , çocuklarını büyüten, kocasına hizmet eden ev hanımlarının değerini devlet bilmeli ve ona hakettiği maddi manevi karşılığı devlet vermeli öyle mi? Peki devlet dediğiniz kim? Nasıl ödeyecek maddi ve manevi? Manevi olarak plaket belge falan verir de maddî olarak nasıl ödüllendirecek devlet? Yani benden aldığı vergilerle ev hanımlarını ödüllendirecek. Ben hem evde hem işte çalışıp, evinde rahat rahat sadece evinin işini yapan çocuklarını büyüten, kocasına hizmet eden ev hanımlarının ücretini ödeyeceğim, devlet eliyle ihyası benim sabah erkenden evimden çıkıp akşam eve gelerek çalışıp verdiğim vergilerle olacak öyle mi? Kocalarının evimin hanımı ol, çocuklarımızı büyüt dediği kadınlara kocalarının veremediği maddi ve manevi desteği benim kazancımdan verdiğim vergiyle devlet versin öyle mi? Bu hiç adil değil. Adil olan nedir biliyor musunuz? Erkeklerin eşi ev hanımı ise maaşlarının yarısı devlet eliyle eşlerinin hesabına yatmalı direk. Anne olsun yada olmasın. Zira her kadın anne olamayabiliyor. Ev hanımı demek daha doğru olur. Çünkü o da evde çalışıyor. Erkeğin hizmetini görüyor, çocuklarına bakıyor, ev işlerini yapıyor. Ev hanımlarını maddi ve manevi takdir böyle olur.
2 aylık bebeğini annesine bırakıp özel sektörde çalıştığı için işe başlamak zorunda kalmış, anneliği buruk bir acıyla yaşamış ama yine de pes etmeden çocuğunu 21 ay sütüyle besleyebilmiş bir anne olarak bütün bebeklerin ve annelerin doyasıya ilk iki yılını en azından beraber geçirmesi gerektiğini savunuyorum, maddi yada mesleki kariyer korkusu olmadan. Fakat bu adaletli bir şekilde olmalıdır.
Sadece anne olan ev hanımlarını değil anne olamayanları da kapsayacak adil çözümler düşünmeliyiz. Malum,devlet desteği, devletimizin mevcut ekonomik şartları için müsait değil. En uygun çözüm madem ülkemiz erkekleri bu konuda bu kadar tedirgin, maaşlarının yarısını hakeden ev hanımı eşleri ile paylaşmalıdır. Böylece annelik ve ev hanımlığı hakettiği kamusal itibarı kazanır, kadınlar da anne ve ev hanımı olmaya daha hevesli olurlar.
Çünkü toplumumuzda anneler kızlarını yetiştirirken yada evlendirirken şunları diyemiyor, sizce neden? Özellikle beyefendilere soruyorum, neden?
"Aman kızım ben ev hanımı olarak çok mutlu mesut bir hayat yaşadım, baban dışarda ben evde çalıştım baban çok kadir kıymet bildi, akşam eve gelip akşama kadar ne yaptınki falan demedi, hanım sen de evde emek veriyorsun benim kazancım da ikimizin dedi, çalışmadım doya doya annelik yaptım size, ev hanımı olmak çok güzel ve keyifli, boşver kendini yorma evinin hanımı çocuklarının annesi ol, hobiler edin, seramik kursuna git, spor yap, kendine iyi bak hep bakımlı ol, evinde kitaplar oku kendini geliştir, bizde kavvam erkektir kızım"
Bunlar yerine ne diyorlar, aman kızım oku, çalış, kendi ayakların üzerinde dur, sadece ev hanımı, anne olursan kamuda da itibarın olmaz, sana devlet teşviği önerisinde bulunur ülkenin aydın beyleri....
Ve muhtemelen bunları diyen ve başka çözüm önerileri sunan kadınlar, anneler feminist ilan edilip, dışlanırlar.