Soru: "Türkiye hangi aklı tutuyor?!"
- Türkiye'siz Gazze Planı İşliyor(mu?)-
Dönüp dönüp söylemekten çekinmiyoruz: Trump'ın Kuzey'den Güney'e yapılandırmak istediği bir "ÇİN SEDDİ" projesi var. Bu proje bir "Akıl tutulması" değil, Aksine Kuzey'den Güney'e bir çok ülke bu projeye "Bu Aklı tuttum!" diyor. Proje oldukça tipik ABD Aklı: " Rusya-Ukrayna / Türkiye-Suriye(PKK/PYD) / İsrail-Filistin savaşını sonlandır ( ABD projesine uygun pozisyona koy demektir.), ardından Rusya-Türkiye-İsrail İttifakı ile Kuzeyden Güneye Çin'in Avrupa, Ortadoğu ve Afrika'ya inişini/ekonomik sarkışını engelle/yavaşlat. Peki Rusya, Türkiye ve İsrail ne diyor bu projeye? Bizce "Prensipte ve Hedefte" mutabakat tamam. Fakat Projenin detayında anlaşmazlıklar var ve çoğu iç politikaya ve ekonomik paylaşıma odaklı.
Rusya Ukrayna'nın içerisinde konuşlandı; Türkiye Suriye'nin ve İsrail de Gazzenin. Üçünün de çıkmaya niyeti yok!... Bu "Tersten İttifak"tır. Üç devletin de elinde kozları var; Uzlaşmayı sürdürecek. Geriye tek şey kalıyor: "İnsan ölümü dursun bu bölgelerde ve kalkınmaya odaklanalım!...". Zaten "Apo çağrısı"sın Uluslararası strateji ile örtüşen/uzantısı olan yönü işte bu "Tersten ittifak" süreci... Zaten Ahmed El-Şara'nın da 15 günde Şam'a girmesi aynı ittifakın stratejik hamlesi.
Tabi bu oyun kuruculuk içinde olan devletlerin kendi halklarına "Seni aşar bu oyun! Sen sonuca bak!" telkini üç ülkede de saat gibi işliyor. Sahi bu arka plan halkı aşar mı? Halkları aşan neler var?
Eğer "Halkları aşan ama Devletlerin kurduğu oyun" bir politik gerçeklikse; O zaman bunun istisnası olduğu iddia edilen halklardan biri olan Gazze halkının "ÇİN SEDDİ" projesi için kurban seçildiğinin farkında olup olmadığının deşifre edilmesi gerekir. Gelin bu deşifrenin kodlarını sıralayalım:
1) GAZZE İHALESİ: Gazze'ni ihaleye çıkartıldığı çok açık. İhalenin üç ana maddesi var: Masum insan artık ölmesin; Gazze kalkınsın ( Daire karşılığı taahhüt işleri gibi) ve Gazze yönetimi ( Hamas kendini lağv etsin!" çağrısı!. İlk iki maddede Rusya-Türkiye-İsrail ittifakı tamam. Fakat 3. maddede uzlaşma yok!...
Arap Birliği adım adım "Hamas kendini lağv etsin!..." çağrısına hazırlanıyor. "PKK'nın kendini Lağv etme" süreci ile Hamas'a yapılacak çağrı hazırlığı; konu ettiğimiz stratejinin adımları. Devletler halkın büyük fotoğrafı okuyamayacağından emin hareket etmeleri onların kabiliyetlerinden kaynaklanır; ancak tarihin bize öğrettiği bir gerçeklik var: Halklar akan büyük su yataklarıdır ve devletin açtığı yatakta bir süre aksa bile, kendi yolunu ya bulur veya o yataktan taşar. Mısır-Ürdün "Gazze İhalesini" hazırlayan yani Teknik şartnamesini hazırlayan iki ihale uzmanı olarak devrede. Türkiye bu masada yok. Çünkü ne kadar bu Masada oturmaya kalksa; Suriye'deki masadan kalkacaklar var!... Birleşik kaplar gibi...
2) HAMAS "REFORMA" HAZIRLANIYOR. Hamas kendini lağv etme çağrısına ( Bütün Arap dünyası çullanacak) "Yumuşak geçiş" ile cevap verecek: Hamas daha önce yaptığı açıklamayı ( "Halkımız isterse önümüzdeki seçime girmeyiz; güvenilir bir Arap komisyonu geçici olarak ( Gazze inşa edilene kadar) Gazze'nin yaralarının sarılmasına destek veririz!..") bir adım ilerletecek: Mısır-Ürdün ve Arap Birliğinin rehberliğini kabul edecek. Hamas'ın yüzü tamamen Arap birliğinde; Türkiye'nin desteği ikincil. Zaten Türkiye büyük bir risk aldı ve odaklandığı yer: Kuzey Suriye ve iç politikaya yansıyacak süreçleri...
3) MISIR AMERİKANCIDIR!... Suriye'nin "Suriye Arap Cumhuriyeti" ismi doğal ancak bir o kadar da stratejiktir. İsrail'in Suriye içinde konuşlanması mesajı açıktır: "Türkiye! Trump'ın projesine uyalım!...".
Sayın Fidan'ın "Trump'ın projesi akıl tutulmasıdır!..." cümlesi harfi harfine doğru. Ancak sayın Fidan'ın tecrübesi de onaylayacaktır ki; ABD'nin klasiğidir: " Oyunda dikkat dağıt; Elindeki kartlarda hile yap!... Masadan kazanarak kalk!...".
Nitekim ne diyordu Trump CB Erdoğan'a hitaben; " Erdoğan dostum; çok zekidir. Projeme destek verecektir. Çünkü çok akıllıca. Zorluk çıkarırsa; bizim desteğimize muhtaç ekonomisini çökertirim!...". Mesala bu sözler bir "Akıl tutulması" değil; açıktan bir hem şantaj hem uzlaşma alanına işaret eden bir teklif.
Herkes biliyor ve yaşıyor: Ne Suriye ne Kürt meselesi... CB Erdoğan ekonomiyi normalleştirme, düze çıkarma ve güven telkin eden bir raya oturtmazsa; halk çok ama çok net mesaj verecek: Erdoğan'a oy vermeyi yine düşünecek; fakat meclisten AK Partiyi silecek/süpürecek.
Peki neden ekonomi istenilen şekilde düzeltilemediği halde; Oy vermeyi düşünecek. Çünkü Suriye'deki gelişmeler ve DEM'in Cumhur İttifakına girmesiyle ortaya çıkan "Siyasi İttifak" CB Erdoğan'ın riskini azaltacak; CHP içindeki kavga büyüdüğü için de Erdoğan seçeneği masada duracak.
Fakat süreç nasıl giderse gitsin; Cumhurbaşkanlığı sistemi gereği; vatandaş başkanlıkta Erdoğan konusunu büyük patırtılar içinde bile olsa masada olmasına bakacak; Ancak tüm kızgınlığını AK Partiden çıkaracak!
Yani sayın Erdoğan ne yapıp edip; 360 vekili seçimden önce çözmek zorunda!...
Çünkü CB Erdoğan tecrübesi ona şunu çok net telkin ediyor: Seçimden sonra 360 bulmak imkanzıs! AK Parti mecliste çok büyük kırmızı kart görebilir!...
( Zaten AK Parti de nedense "aday" seçiminde halkla inatlaşmakta ısrarlı!...)
İşte Trump'ın CB Erdoğan'a "Zeki adamdır!..." demesindeki "ağzındaki bakla" tam da budur: Son anda ABD desteğiyle ekonomide hızla gelişmeler!...
"Ekonomi düzelmedikçe Erdoğan gider!..." diyen/diyecek çok geniş bir kitle olabilir. Fakat biz sözümüzü esirgemeyelim:
"Seçimleri akıl tutulması yaşayanlar kaybeder! Zaten Muhalefette sürekli akıl tutulması sebebiyle sonuç alamıyorlar... Oysa "Bu aklı tuttum!" dedirtenler kalır!...
Sayın Fidan'ın başkasına hitaben "Akıl tutulması" tespiti, gurur duysak da; heyecanlandırmıyor; Bizi sayın Fidan'ın "Bu aklı tuttum!" dedirten stratejisi heyecanlandırıyor/Heyecanlandırır!.
Peki bu heyecan dalgasını oluşturacak stratejileri var mı? Var!
Bizle paylaşır mı? Sanmam.
Çünkü tutmak için kime aklını uzatsa; karşısındaki neresinden tutacağını kestiremiyor!... İşte biz o tarza "Devlet Aklı" diyoruz; Ve o bahçeye ekilmiş "Fidan" çoktan "Akıl ağacı" oldu(rulmuş)!...
Ne diyorduk yıllarca; Sabır, Savaş, Zafer!