-CHP Genel Başkanlık İlanı İzmir'den Duyuruldu-
Mansur Yavaş'a "Adaylığına Hazırlan!" Mesajı da verildi.
Türk siyasetini takip edenler bilir: CHP'nin muhalefet veya iktidar krizinden önce bir Liderlik sorunu var. İsmet İnönü'den beri bir "CHP Liderliği" krizi bir türlü aşılamadı. İlk defa CHP bu krizi aşma iklimine girdi. Ekrem İmamoğlu'nun ana stratejisi başından beri CHP Genel Başkanlığı'dır. İzmir'den start vermesinin sebebi budur. Oysa Cumhurbaşkanı adayı iseniz; iki dönemdir yönettiğiniz İstanbul'dan veya Ankara'dan başlamanız gerekir. Neden İzmir? Sebebi çok net: İmamoğlu CHP'deki bütün rakiplerine meydan okudu. Zaten en iyi Izmir'den meydan okunurdu. O da öyle yaptı. O nedenle İzmir'den İmamoğlu'nun verdiği mesaj çok net: CHP'nin lideri benim!...
İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanı olma ihtimali çok zayıf. Çünkü Türk seçmeni bir CHP Liderini Cumhurbaşkanı yapmaya karar vermiş değil. Çünkü "CHP İktidarı" ihtimali bu konjonktürde çok zayıf. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı seçimi aynı zamanda TBMM'de vekil seçme ile beraber yapılmaktadır. O nedenle İmamoğlu şunun çok net farkında: Halk CHP'yi iktidara taşımaya niyetli değil.
O nedenle de Cumhurbaşkanı olması için yani %50+1'i alabilmesi için DEM, İYİ, Zafer, Saadet, Deva, Gelecek ve bilimum bütün muhalefet partilerinin hem liderinin hem seçmeninin Cumhurbaşkanı görmek isteyeceği biri olmalı. Bu her açıdan olası değil. Zaten Kılıçdaroğlu'nun altılı masa ve DEM girişimi aynı gerçeklik sebebiyle kurulmuştu: Üstelik yedi cumhurbaşkanı yardımcısı, partilerin her birine ikişer bakanlık ve onlarca kazanılacak yerden vekillik verilmişken ve de hep beraber Parlamenter sisteme geçiş mutabakatıyla... Üstelik seçmen çoşmuşken; Olmadı.... Oldurulmadı!
Dolayısıyla bu şartlarda; Seçmen CHP iktidarına asla geçit vermez! Vermeyecek de!.
Geriye İmamoğlu'nun tek hayali kalıyor: "Erdoğan düşmanıysanız beni seçin! Erdoğan'ı devirme zevki yaşayın! Ben de bu arada Cumhurbaşkanı olayım!...".
Düşünsenize; Erdoğan'ı devirme zevki için Ülke birine (Kim olduğuna bakılmaksızın) teslim edilecek!..
Bu varsayım; Seçmene büyük hakaret olur!...
Türkiye'de Erdoğan'ı devirme zevki yaşamak için İmamoğlu'na Cumhurbaşkanlığı yetkisini/görevini verecek tek bir kendisine "AHMAK" muamelesi yapılmasına izin verecek; tek bir vatandaşı bilmiyorum; ben rastlamadım.
Dolayısıyla ve Çünkü; İmamoğlu eğer "Erdoğan'ı devirmek isteyen, beni seçsin!... Bu zevkle yetinsin" diye hesap içindeyse; kendisi durduk yerde "sosyolojik bir ahmaklık davası" açmaya çalışıyor demektir. Çok tuhaf birşey çıkar ortaya.
O nedenle İmamoğlu hayal görüyor kendisi için. Hatta bu bağlamda pozisyon alırsa; herkese "Ahmak" muamelesi yapması izlenimi verir ve bu herkesi rahatsız eder(ediyor olacaktır. Başta CHP yönetimini.
Oysa... Çok ciddi bir seçme kitlesinin ( bana göre takılı en az %40 oranında) seçmenin Erdoğan'ın yerine/dışında bir iktidar arayışına yöneldiği doğrudur. Yani Türkiye'de Erdoğan'a alternatif bir iktidar için çok ciddi bir formül arayışına girmiş bir sosyoloji de var.
Fakat... Erdoğan bu işin parçası olmadıkça; yani Erdoğan kendisinden sonrasının önünü açacak niyet ve pozisyona girmedikçe; bu formül netleşmez!...
Kaldı ki "Erdoğan'ı sevmediğim için Ekrem'i Cumhurbaşkanı yapacağım!" diyecek bir "Vatandaş"la ben hiç karşılaşmadım. Bunu varsaymak gerçekten büyük bir "Politik ahmaklık" olur.
1) CHP seçmeni hayatı boyunca Erdoğan'a hiç oy vermedi. Çünkü Erdoğan'ın hizmetine değil varlığına ( temsil ettiği sosyolojiye) karşı oldu hep. İzmir bu sosyolojinin cephesi-adresi olmayı hep önemsedi. Peki bu Sosyolojik nefretin yüzdeliği nedir? Tereddütsüz % 20. Dolayısıyla bu seçmen kitlesine "Erdoğanın devrilmesine zevkle bakmak için İmamoğlu'na oy verecek!" diye bakamayız; Zaten Erdoğan devrilsin diye 24 yıldır mücadele içinde olan hazır kıta bir kitledir bu. İşte bu çakılı seçmen İmamoğlu'nun arkasında duracaktır ve buradan ilan edelim: CHP liderini bulmuştur ve bu kişi İmamoğlu'dur.
Dolayısıyla İmamoğlu %20 seçmeni CHP yönetiminden, tereyağdan kıl çeker gibi, İzmir'den start verdiği yolculuğunda almıştır. Artık Özgür Özel, Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimi düşünsün bu yeni durumu veya meydan okuyuşu!...
Bu arada... AK Partinin ( Yönetiminin) bu fotoğrafı eksik okuduğunu düşünenlerdenim. Çünkü bu süreci CHP içi kargaşa diye yorumlamak istiyor veya yansıtmak istiyor. Oysa aksine; CHP hıza normalleşiyor ve iç sorununu hızla çözüyor. O nedenle %20 konsolide oluyor.
Bu şu demek; CHP önümüzdeki seçimde Meclisteki sandalye sayısını çok ciddi artıracak. O nedenle İmamoğlu CHP yönetimine ve seçmenine çok net mesaj veriyor: "Lider benim!... Milletvekili olmayı şimdiden hesaplayanlar benle irtibata geçsin!... Vekil olmak isteyenlere doğru ata oynasın! O da benim; Ne Özgür Özel, Ne Kılıçdaroğlu ne de başkasıdır!.". O zaman cümleyi kuralım. İmamoğlu İzmir'de CHP'yi teslim aldı. Nokta.
2) %50+1 çıtasını İmamoğlu aşamaz! Çünkü elindeki "Sırık" kısa!
İmamoğlu'nun elindeki sırığın "Kısa" olmasının ana sebebi " "Acemi kibirli" olması. Tecrübesiz. İmamoğlu'nun tecrübesi CHP içi rekabet tecrübesidir. Ana hedefi de CHP'yi teslim almak olduğu için; önceki seçimde çıkıp "Ben adayım!" diyemedi.
İmamoğlu'nun sırığı uzatma ihtimali de yok. Bir ihtimal var; Sırığa sırık ekleyebilir. "Kırılma" ihtimali yüksek de olsa; iki kısa sırığı birleştirebilir. Peki o sırık nedir? Tereddütsüz DEM seçmeni. Peki DEM'in oyu neki? Örneğin: Çakılı %15'e kadar uçursan; sonuç %35.
İşte İmamoğlu'nun asabını bozan bir gelişme var. Apo'nun PKK'yı lağv etme çağrısı sonrası DEM'in perde arkasında Devlet ile yürüttüğü süreç. Yani İmamoğlu'nun sırığa ek yapması riske girdi.
Ayrıca Türkiye'de Erdoğan'dan nefret ettiği için İmamoğlu'nu Cumhurbaşkanı görmeye katlanacak en son parti DEM partisidir. Çünkü DEM partisinin ideolojik davranışı hedefe doğru ara durakları tek tek geçmektir. APO'nun çağrısı da bir ara durağın daha aşılması için kullanılacaktır.
Demirtaş'in "Seni başkan yaptırmayacağız!... noktasından; Allah Erdoğan'a, Bahçeli'ye ve Öcalan'a uzun ömrü versin!..." noktasına gelmesi de bir itiraf değil; bir ara durağı geçme zekasıdır.
İmamoğlu'nun en stratejik müttefik kartı Demirtaş idi ve o da "elde var bir!"..." değil.
Geriye İmamoğlu için tek seçenek kaldı: Erdoğan'ın ölmesi!...
İmamoğlu diyor ya: "Atı alan üsküdarı geçti!..." diye. Bu ihtimal yüksek! Ancak bu O değil. Çünkü At onda değil!...
O zaman toparlayalım yazıyı:
3) İmamoğlu tuzağa düştü/düşürüldü. İmamoğlu sürekli " Hakkımda binlerce soruşturma açıldı; 35 yıl önceki okul geçişim kurcalanıyor; Arkadaşlarım (İlçe belediye başkanlarını kastediyor) yalan dosyalarla içeride! Erdoğan benden korkuyor!...." diyor.
Aslında burada Erdoğan'dan çok fena korkan kendisi. Sürekli "Senden korkuyorsam!..." deyip duruyor; olması ondan. Neden İmamoğlu Erdoğan'dan korkuyor? Sebebi çok net: Yakalandı!... Devlet İmamoğlu'nu yakaladı; kıskıvrak yakaladı.
İmamoğlu siyaseten men olacağı ve aday olamayacağı cezayı alalı yıllar oldu. Dosya istinaf mahkemesinde. Bu karar dururken; 35 yıl öncesi bir okul geçicisine sığınmaz devlet. Başka bir satranç oynanıyor burada. CHP'yi içeriden karpuz gibi bölmek. İmamoğlu'nun CHP'yi teslim almasını engellemek!... Hatta şu cümleyi tereddütsüz kurabilirim: 35 yıl öncesine kadar uzanan taktiklerden amaç Özgür Özel ve Kılıçdaroğlu'nun dikkatini devlette toplamaktır.
O nedenle İmamoğlu başsavcılara, bilirkişilere açıktan hakaret edip hedef gösterdiğinde bunu bilerek yapıyor: Şunu çözmek istiyor İmamoğlu: Başsavcı, Bilirkişi, Rektör v.s. Hükümetin adamları olarak mı bunu yapıyorlar, yoksa Devlet mi bizzat bunu yönetiyor. Eğer devlet yapıyorsa İmamoğlu bundan memnun kalacak. Çünkü o zaman "Devlet beni muhatap aldı!" diyecek ve kapı arkasında uzlaşacak. Fakat Devlet onu muhatap almıyor şu anda. Özgür Özel ve Kılıçdaroğlu ile temasta fakat.
Sonuç? %50+1 almak ekranlarda Erdoğan'a rajon kesmekle toplanmaz/toplanamaz. Tek işe yarar: CHP liderlik krizini aşar. Sanırım bu ihtimal yükseliyor!...
Erdoğan sonrası AK Partide Liderlik krizi ne olur? O da başka bir yazı konusu.