Entelektüel için Said özellikle şunları söyler:
“Bir entelektüel için gerçekten sürgün olan biri kadar marjinal ve yabancı olmak, otorite ve güç sahibine değil gezgine, alışkanlığa değil geçiciliğe ve rizikoya, otoritenin belirlediği statükoya değil yeniliğe ve deneye duyarlı olmak demektir. Sürgün soylu entelektüel cüret ve küstahlığa açıktır, alışılmışın mantığına değil, değişimi ve hareket halinde olmayı temsil eder, olduğu yerde saymayı değil (Said, 2021:74)”.
Sartre 1947'de yayımlanan ve bir entelektüel olarak amentüsü olduğu söylenebilecek Edebiyat Nedir? adlı kitabında entelektüel yerine yazar sözcüğünü kullanır; ama şu pasajda olduğu gibi, entelektüelin toplumdaki rolünden söz ettiği açıktır:
“Öncelikle yazmayı özgür bir biçimde, kendim amaçladığım için ya-zarımdır. Ama bunun dolaysız sonucu olarak, başka insanların bir yazar olduğunu düşündükleri, yani belli bir talebe cevap vermek zorunda olan ve kendisine bel i i bir toplumsal işlev yüklenen bir insan haine gelirim. Yazar hangi oyunu oynamak isterse istesin başkalarının onun hakkındaki tasarımı temelinde oynamak durumundadır.” (Said, 2021:84)”.
Said, Sartre’nin entelektüel olmak için neler yaptığını ve Nobel ödülünü niçin reddettiğini şu cümlelerle açıklar:
“Entelektüelin en çok şöyle ya da böyle olması için toplum tarafından dört bir yandan kuşatıldığı, tatlı sözlerle kandırılmaya çalışıldığı, gözdağı verildiği zaman entelektüel olduğu, çünkü entelektüel çalışmaların ancak o zaman ve bu temel üzerinde inşa edilebileceğini söyler Sartre. 1964'te Nobel Ödülü'nü reddettiğinde tam da bu ilkelere göre hareket etmiştir (Said, 2021:85)”.
Said, Noam Chomsky'nin Vietnam savaşı ile ilgilide şunları söylemektedir:
“ABD ve onun Britanya, Fransa gibi bazı müttefikleri, savunma ve güvenlikle ilgili bu görüşleri genellikle emperyalist politikalar izlemeleri gerektiği anlamında yorumladılar. Bu politikalarda önemli bir yer tutan karşı ayaklanmacılık [counterinsurgency] ve (daima komünizme ve Sovyetler Birliği'ne meyleden bir şey olarak görülen) yerli milliyetçiliğe acımasızca karşı çıkış, (Vietnam'da olduğu gibi) maliyeti çok yüksek savaşlar ve işgaller, (Batı'nın Endonezya, El Salvador ve İsrail gibi müttefiklerinin yaptığı türden) işgallere ve katliamlara dolaylı olarak destek verilmesi, ekonomileri inanılmaz derecede bozulmuş kukla rejimlerin desteklenmesi gibi muazzam felaketlere yol açmıştır. Bütün bunlara karşı çıkmak, sonuç olarak, ulusal girişimleri ilerletme amacıyla biçimlendirilmiş olan bir bilirkişiler grubunun denetimindeki bir piyasaya müdahale etmek anlamına geliyordu. Örneğin Amerikan üniversite sistemi içinde yetiştirilmiş, gelişme kuramına ve ulusal güvenliğe sağlıklı bir saygı besleyen bir siyaset bilimci değilseniz, söylediklerinize kulak verilmiyor, hatta bilirkişi olmadığınız gerekçesiyle kimi zaman konuşmanıza bile izin verilmiyordu. Çünkü "bilirkişilik “in bilgiyle pek alâkası yoktu işin aslına bakarsanız. Noam Chomsky'nin Vietnam savaşı ile ilgili olarak topladığı malzemenin kapsamı ve doğruluğu, tasdiknameli bilirkişilerin aynı konudaki yazılarındakilerden çok daha fazladır. Ama Chomsky o bildik şoven-"biz “im müttefiklerimizin yardımına koştuğumuz yahut Moskova ya da Çin kökenli bir darbeye karşı özgürlüğü savunduğumuz türünden- anlayışların ötesine geçip ABD yönetiminin davranışlarının altında yatan gerçek güdüleri gösterirken, Dışişleri Bakanlığı'nın kendilerine danışmasını ya da Rand Corporation için çalışmayı arzulayan tasdiknameli bilirkişiler bu alana hiç girmediler (Said,2021:87)”.
Entelektüel romanlara örnek olarak birçok roman vermek mümkünse de kısaca şu kitapların adını verebiliriz: “Yâsemîna Hadrâ՚’nın “Kaddafi’nin Son Gecesi” (Baran, 2022); Necip Mahfûz’un “Yevm Makteli’z-Zaʻîm” (Baran, 2022); Tâhir Bin Cellûn'dan “Tıflu’l Rimâl (Baran, 2022); Tâhir Bin Cellûn'dan Hapishane Anlatısı (Tilke’l Atemetu’l/Utmetu’l Bâhira) (Baran, 2022); Radvâ ՙÂşûr'un et-Tantûriyye Adlı Romanı (Baran, 2022); Tâhir Bin Cellûn'dan Bay Ahlakın Çöküşü (Baran, 2022). Necip Mahfûz’un Evlâdu Hâratinâ adlı romanı (Baram, 2022: 1141-1154); Üç Modern Mısır Romanında Cemal Abdunnasır Dönemi (el-Kernek, Tilke’r-Raiha, el-Leyâli’t-Tavile) (Baran, 2015:1-115); Necip Mahfuz’un Sembolik Romanlarında Din Anlayışı (Baran, 2021: 1- 325).
Said, Salman Rushdie ve “Şeytan Ayetleri” adlı kitabı içinde şunları söylemektedir:
“Maalesef entelektüelin bu sorulara dolaysız cevaplar vermesini sağlayacak denli geniş ve kesin hiçbir sistem ya da yöntemin olmadığını daha en baştan söylememiz gerekiyor. Laik dünyada -bizim dünyamızda, insanların çabalarıyla oluşturulmuş tarihsel ve toplumsal dünyada- entelektüel sadece laik araçlarla çalışabilir; vahiy ve ilham özel hayatta gayet iyi iş görebilen kavrayış tarzları olabilseler de teorik kafalı insanlar tarafından kullanıldıklarında feci, hatta barbarca sonuçlar doğururlar. Hatta ben daha da ileri giderek entelektüelin, kutsal metinlerin ve inançların (sayılamayacak kadar çok tahribata yol açan ve herhangi bir görüş ayrılığına ve çeşitliliğe tahammül edemeyecek kadar katı olan) bütün gardiyanlarıyla ömür boyu süren bir mücadele içine girmesi gerektiğini söyleyeceğim. Entelektüelin tek dayanağı ödünsüz düşünce ve ifade özgürlüğüdür: Bu özgürlüğü savunma hattını gevşetmek veya dayandığı temellerden herhangi birinin kurcalanmasına göz yummak entelektüelin işine ihanet etmesi demektir. Salman Rushdie'nin Şeytan Ayetleri romanının savunulması hem kitabın kendisi için hem de gazetecilerin, romancıların, denemecilerin, şairlerin, tarihçilerin düşüncelerini ifade etme hakkına karşı girişilebilecek tüm diğer saldırılara karşı koyabilmek içi son derece hayati önem taşıyan bir mesele olmuştur. Ayrıca bu sadece İslam dünyasındakiler için değil, Yahudi ve Hıristiyan dünyasındakiler için de geçerli bir meseledir. Düşünce ve ifade özgürlüğü haksız bir biçimde sadece bir bölgede istenirken diğer bir bölgede savsaklanabilecek bir şey değildir. Çünkü ilahi fermanı savunma yolunda laik bir hakka sahip olduklarını öne süren otoriteler için tartışma diye bir şey söz konusu olamaz; oysa entelektüelin yaptığı faaliyetin özünü oluşturan ve sıkı bir arayışa dayanan tartışma, kendine vahiy inmeyen entelektüelin gerçekte yaptığı şeyin sahnesini ve ortamını oluşturur. Fakat yine birinci maddeye dönmüş olduk: Kişi hangi hakikati ve ilkeleri savunmalı, benimsemeli ve temsil etmelidir? Güç bir durumdan yakayı sıyırmak için sorulan tumturaklı bir soru değil, bugün entelektüelin nerede durduğunu ve etrafının nasıl haritası çıkarılmamış, hain bir mayın tarlasıyla kuşatıldığını konu alan bir araştırmanın zorunlu başlangıcıdır bu (Said, 2021:96; Said, 2018:100; Said, 2020:88,184); Said, 2016: 308,440,442,445,446)”.
Said Fransız yazar Alexis de Tocqueville’yi de Amerika’yı eleştirip Fransızların Cezayir’i işgali konusunda sessiz kalması sebebiyle ve ikircikli tavrı nedeniyle şöyle eleştirmektedir:
“Bunun sonucunda, her ne kadar lâfta "bizim" değerlerimizin (artık neyin nesiyse bunlar) aslında evrensel olduğu söylense de evrenselliğin neredeyse tamamen ortadan kalktığı söylenebilir. Bütün entelektüel hilelerin en bayağılarından biri, bir başkasının kültüründeki bozukluklar hakkında ahkâm keserken kendi kültüründeki tam tamına aynı uygulamalara mazeretler bulmaktır. Klasik liberal ve Batılı demokratik değerlere inanmak üzere eğitilmiş olan çoğumuz için söz konusu değerleri neredeyse harfi harfine cisimleştiren olağanüstü on dokuzuncu yüzyıl Fransız entelektüeli Alexis de Tocqueville, bunun en klasik örneğidir bence. Tocqueville Amerika'daki demokrasiyle ilgili değerlendirmesini yazıp Amerikalıların kızılderililere ve siyah kölelere reva gördükleri kötü muameleyi eleştirdikten sonra, 1830ların sonlarıyla 1840'larda Fransızların Cezayir'de izledikleri politikayla da ilgili bir şeyler yazmıştır. Bu dönemde Mareşal Bugeaud'nun komutası altındaki Fransız işgal ordusu Cezayirli Müslümanlara karşı vahşice bir sindirme savaşı yürütmüştü. Tocqueville'in Cezayir hakkında yazdıklarını okurken, Amerikalıların kötülüklerine insani bir biçimde itiraz ederken kullandığı normları Fransızların eylemleri karşısında askıya aldığını görürüz birdenbire. Birtakım gerekçeler sıralamadığı söylenemez; sıralar sıralamasına da bunlar, Tocqueville'in milli gurur dediği şey adına Fransız sömürgeciliğini haklı göstermeyi amaçlayan sudan mazeretlerden başka bir şey değildirler. Katliamlar karşısında kılı kıpırdamaz; Müslümanlar, der, aşağı bir dine inanırlar ve disiplin altına alınmaları gerekir. Kısacası, Amerika hakkında yazarken kullandığı dilin görünüşteki evrenselciliğini kendi ülkesine kasten uygulamaz; hem de kendi ülkesi Fransa da benzer insanlık dışı politikalar izlediği halde. Bununla birlikte, Tocqueville'in (ve mesela, İngiltere'deki demokratik özgürlükler hakkındaki takdire şayan fikirlerinin Hindistan için geçerli olmadığını söyleyen John Stuart Millin) uluslararası davranışlara ilişkin evrensel bir norm konusundaki düşüncelerin esasen Avrupa iktidarının ve Avrupa'nın diğer halklar hakkındaki tasarımlarının hüküm sürmesi anlamına geldiği bir dönemde yaşadığı da unutulmamalı. Dahası on dokuzuncu yüzyılda yaşayan Batılılara göre, sömürgeci orduların kara ya da kahverengi derili ırklara hiçbir ayrım gözetmeksizin uyguladıkları yasaların olağanüstü gaddarlığına karşı çıkabilecek güçte hiçbir Afrika ya da Asya halkı yoktu. Onların yazgısı yönetilmekti. Frantz Fanon, Aime Cesaire ve C.L.R. James -üç büyük, siyah, antiemperyalist entelektüel- yirminci yüzyılda yaşayacak ve yazacaklardı; yani onların ve birer parçası oldukları kurtuluş hareketlerinin, sömürge halklarının eşit muamele görme hakkını tesis ederek kültürel ve politik anlamda sağladıkları kazanımlardan Tocqueville'in de Mill'in de haberi yoktu (Said, 2021:98-99)”.
Irak’ın Amerika tarafından işgali konusunda entelektüeller farklı tavırlar sergilemişlerdir. Said bu konuda şunları söylemektedir:
“Hem Irak'ın işgalinde hem de sonrasında Çöl Fırtınası Harekatı'nda büyük ölçüde Amerikan kuvvetlerinin kullanılmasına karşı çıkan az sayıda entelektüel arasından, benim bildiğim kadarıyla hiç kimse Irak işgalini mazur göstermeye çalışmadı (Said, 2021:101)”.
Entelektüeller eleştirilerini yaparken eşit davranmalıdırlar. Bu konuda Said şunları söylemektedir:
“Savaşı destekleyen birçok Amerikalı entelektüel, ABD'nin kendisinin daha yenilerde egemen bir devlet olan Panama'yı işgal etmiş olmasını meseleyle alakalı görmüyor gibiydiler. Eğer Irak eleştiriliyorsa ABD'nin de aynı eleştiriyi hak ettiği açık değil miydi? Ama yo: "Bizim" daha yüce gerekçelerimiz vardı, Saddam Hitler'den farksızdı, oysa "biz" büyük ölçüde özgeci ve çıkar gözetmeyen gerekçelerle hareket ediyorduk; bu yüzden de haklı bir savaştı bu. Ya da Sovyetler ‘in aynı ölçüde yanlış ve aynı ölçüde mahkûm edilmesi gereken bir biçimde Afganistan'ı işgal etmesi olayını düşünelim. Fakat Ruslar Afganistan'a girmeden önce ABD'nin İsrail ve Türkiye gibi müttefikleri de uluslararası hukuku hiçe sayarak başka ülkelerin topraklarını işgal etmişlerdi (Said, 2021:101)”.
Said Entelektüel adlı kitabının iki yerinde Ermeniler ve Kıbrıs meselesinde Türkiye’yi suçlar.
Yazar İsrail ve Filistin arasında imzalanan Oslo anlaşmasını da şöyle eleştirir.
“13 Eylül 1993'te FKÖ ile İsrail arasında imzalanan Oslo İlke Antlaşması'ndan sonra bu durum daha da geçerli. Bu son derece sınırlı ilk adımın yarattığı büyük sevinç, söz konusu anlaşma metninin Filistinlilerin haklarını garanti altına almak şöyle dursun, aslında İsrail'in İşgal Altındaki Topraklardaki denetiminin sürmesini garantilediğinin gözden kaçırılmasına yol açtı. Bunu eleştirmek, sonuç itibarıyla "umut" ve "barış"a karşı tavır almak anlamına geliyordu. Son olarak entelektüel müdahalenin yapılış tarzına ilişkin birkaç söz. Entelektüel bir dağa ya da kürsüye tırmanıp yücelerden atıp tutmaz. Tabii ki söyleyeceklerinizi en iyi nereden duyulacaksa oradan söylemek istersiniz; ayrıca söylediklerinizi süregelen, fiili bir süreci, sözgelimi barış ve adalet davasını etkileyecek bir biçimde temsil etmek istersiniz. Evet, yalnız başına konuşur entelektüel, ama ancak kendisini bir hareketin gerçekliğiyle, bir halkın özlemleriyle, müşterek bir idealin peşinde ortak olarak koşanlarla birleştirdiğinde yankı bulur sesi. Filistin terörünü ve ölçüsüzlüğünü uzun uzadıya eleştirmeye pek düşkün olan Batı'da, oportünizm sizin de Filistinlileri bir güzel kınayıp İsrail demokrasisine övgüler düzmenizi gerektirir. Sonra barış hakkında birkaç güzel lâf etmeniz de şık olur. Entelektüel sorumluluk ise Filistinlilere bütün bunları söylemenizi, ama asıl derdinizi en etkili olabileceğiniz New York, Paris ve Londra gibi yerlerde anlatırken Filistin'e özgürlük fikrini ve sadece en zayıf ve en kolay ezilebilecek tarafın değil bütün tarafların teröründen ve aşırılığından kurtulmak gerektiği düşüncesini de vurgulamanızı gerektirir elbette (Said, 2021:107)”.
Said, İran’ın dini lideri Humeyni hakkında ve İran devrimi hakkında şunları söylemektedir:
“Arapların 1967'deki yenilgisinden beri, -en sofistike Marksist Ortadoğu uzmanlarının bile akıl sır erdiremediği olanaksız görünen bir ittifakın, ruhban sınıfıyla sıradan halkın ittifakının, sayesinde başarılan-İran devrimi Batı'nın bölgedeki hegemonyasına indirilen ilk büyük darbeydi. İkimiz de buna bir zafer gözüyle bakıyorduk. Ama belki de aptalca laik kalmakta inat eden bir entelektüel olduğum için, Humeyni'nin kendisine hiçbir zaman, ülkesinin tek hâkimi olarak o karanlık, zorba ve dediği dedik kişiliğini gözler önüne sermesinden önceki dönemlerde bile, özel bir yakınlık duymadım. Tabiatım gereği parti gibi oluşumlara katılmaya itibar etmediğim için hiçbir zaman resmi bir görevli olarak hizmet vermemiştim (Said, 2021:111).
Said Filistinli Hristiyan olmasına rağmen Filistin konusunda duyarlıdır ve şunları söyler:
“On dört yıl boyunca sürgündeki Filistin parlamentosu Filistin Ulusal Konseyi'nde bağımsız üye olarak yer aldım, ama benim katıldığım konsey toplantılarının sayısı toplasan bir haftayı geçmez. Bir dayanışma, hatta meydan okuma edimi olarak kaldım Konsey'de, çünkü Batı'da kişinin kendisinin Filistinli olduğunu bu şekilde, kendini kamu nezdinde İsrail politikalarına direnme ve Filistin'e kendi kaderini tayin hakkı verme mücadelesine adayan biri olarak beyan etmesinin simgesel anlamda önemli olduğunu düşünüyordum. Resmi mevkilere geçmem için yapılan bütün teklifleri reddettim; hiçbir partiye ya da hizbe katılmadım. İntifadanın üçüncü yılında ABD'deki resmi Filistin politikalarından rahatsız olduğum zaman görüşlerimi Araplara yönelik birçok forumda açıkladım. Mücadeleyi asla terk etmediğim gibi tabii ki İsrail ya da Amerika tarafına da geçmedim; hâlâ halkımızın çektiği acıların baş müsebbibi olarak gördüğüm güçlerle iş birliği yapmayı reddettim. Keza Arap devletlerinin politikalarını asla onaylamadım, onlardan gelen resmi davetleri bile kabul etmedim (Said, 2021:112).
Said Nasırısm, Irak’ın Kuveyt’i işgali, Irak-İran savaşı ve Suud’un Amerikan askerlerini kutsal beldeye davet etmesi hakkında şöyle düşünmektedir:
“Arap dünyasında ise 1970'lerde etkisini yitiren Nasır döneminin genellikle ayakları yere basmayan ve zaman zaman da yıkıcılaşabilen ama cesur Panarap milliyetçiliğinin yerini, çoğu halk tarafından sevilmeyen, silik azınlık rejimlerinin acımasız yönetimi altında olan bir dizi yerel ve bölgesel itikat aldı. Petrol zengini devletlerin gücü ve serveti daha da uğursuz içerimleri olan bir olgu. Sansasyonel Batı medyasında Suriye ve Irak'ın Baas rejimleri ikide bir haber konusu olurken, harcayacak bir sürü parası olan ve akademisyenler, yazarlar ve sanatçılara cömertçe hâmilik eden hükümetlerin uyguladığı sessiz ve sinsi baskıdan pek söz edildiği söylenemez. Körfez krizi ve savaşı sırasında bu baskı özellikle hissedildi. Krizden önce Nâsırizm davasını ve Bandung Konferansı'yla bağlantısızlar hareketinin antiemperyalist ve bağımsızlık taraftan tutumunu sürdürdüklerine inanan ilerici entelektüeller Arabizmi eleştirellikten uzak bir biçimde destekleyip savunmuşlardı. Irak'ın Kuveyt'i işgal etmesinin hemen ardından entelektüeller dramatik bir biçimde yeni saflar oluşturdular. Mısır yayıncılık endüstrisinin tamamının ve birçok gazetecinin yüz seksen derecelik bir dönüş yaptıkları söylendi. Eski Arap milliyetçileri, geçmişte nefret ettikleri düşmanları, şimdiyse yeni dostları ve hamileri olan Suudi Arabistan ve Kuveyt'i öven şarkılar söylemeye başladılar birdenbire. Bu yüz seksen derecelik dönüşü sağlamak için epey ödül de dağıtılmış olsa gerek, ama Arap İkinci düşüncecileri yine birdenbire İslam'a tutkuyla bağlı olduklarını ve şu ya da bu Körfez hanedanının benzersiz erdemlerini de keşfettiler. Daha bir iki yıl önce çoğu (Saddam Hüseyin'e para yardımı yapan Körfez rejimleri dahil) Arabizmin kadim düşmanı "Farslar"la savaştığı için Irak'a şarkılar düzüyor, adına şenlikler düzenliyorlardı. O günlerde kullanılan dil eleştirellikten uzak, tumturaklı ve duygusal bir dildi ve fena halde kahraman tapınması kokuyor, yan-dinsel bir hava taşıyordu. Suudi Arabistan George Bush'u ve ordularını davet edince bu sesler tam tersine döndü. Bu kez mevcut yöneticilere yine eleştirellikten uzak bir biçimde destek veriyor ve kaba bir pastişe indirgedikleri Arap milliyetçiliğini çok kullanılmış, resmi bir dille reddediyorlardı (Said, 2021:119-120)”.
Eski solculardan İslamcı olup paraya meyledenler hakkında da Said şöyle düşünmektedir:
“Bir avuç Arap entelektüel de aniden Avrupa ve ABD'de kendilerine uygun yeni bir rol olduğunu keşfettiler. Bunlar bir zamanların, çoğunlukla Troçkist, militan Marksistleri ve Filistin hareketinin destekleyicisiydiler. İran devriminden sonra bazıları İslamcı olmuşlardı. Tanrıları uçup giden ya da ellerinden alınan bu entelektüeller suspus olmalarına rağmen, hizmet edecek yeni tanrılar bulmak için surda burda dikkatli sondajlar yapmayı da sürdürdüler. Bunlardan özellikle biri, bir zamanlar sadık bir Troçkist olan bir adam sonraları solculuğu bırakıp başka birçokları gibi, yüzünü Körfez'e çevirdi ve orada inşaat işinden yükünü tuttu. Bu adam tam Körfez krizinden önce yeniden ortaya çıkıp Arap rejimlerinden özellikle birinin ateşli bir eleştiricisi oluverdi. Yazılarında hiçbir zaman kendi adını kullanmadı, fakat kimliğini (ve çıkarlarını) gizleyen bir dizi takma adla yazarak bir bütün olarak Arap kültürüne karşı, gerekli hiçbir ayrımı yapmadan, isterik bir biçimde atıp tuttu; bunu da öyle bir tarzda yaptı ki Batılı okuyucuların ilgisini çekmeyi başardı (Said, 2021:121)”.
Dünyanın ve Batı’nın İslam ve Müslümanalar için önyargıları hakkında da şöyle düşünmektedir:
“Öte yandan eğer bir Arap entelektüel olarak ABD politikasını ateşli bir biçimde, hatta körü körüne desteklerseniz; bu politikayı eleştirenlere saldırır ve bunlar Arap’sa ne kadar alçak olduklarını gösteren kanıtlar icat eder, Amerikalıysa ikiyüzlülüklerini kanıtlayan hikâyeler ve durumlar uydurursanız; Araplar ve Müslümanlarla ilgili, geleneklerine kara çalan, tarihlerini tahrif eden, zaaflarını (ki tabii ki bir sürü zaafları vardır) vurgulayan hikâyeler anlatırsanız söylediklerinize kulak verecek bir dinleyici kitlesi bulacağınız kesindir. Hele bir de resmen onaylanmış düşmanlara, yani Saddam Hüseyin'e, Baasçılığa, Arap milliyetçiliğine, Filistin hareketine ve Arapların İsrail hakkındaki görüşlerine saldırırsanız beklediğiniz mükâfatlar mutlaka gelir: cesaretinizden dem vurulur, sözünüzü sakınmıyorsunuzdur, ateşlisinizdir vs. vs. Yeni tanrı şüphesiz Batı'dır. Araplar, dersiniz, Batı'ya daha çok benzemeye çalışmalıdırlar, Batı'ya bir kaynak ve referans noktası olarak bakmalıdırlar. Batı'nın gerçekte neler yaptığının önemi yok-tur, bunlar tarih olmuştur. Körfez savaşının yıkıcı sonuçları da tarih olmuştur. Hasta olanlar biz Araplar ve Müslümanlarız, sorunlarımızın tek kaynağı biziz (Said, 2021:122)”
Said’in “Entelektüel” kitabı şu cümlelerle biter:
“Bir entelektüel olmanın en çetin yanı, yazdıkların ve yaptığın müdahaleler aracılığıyla vazettiğin şeyi, bir kuruma, bir sistemin ya da yöntemin emriyle harekete geçen bir tür robota dönüşüp katılaşmadan temsil etmektir. Hem bunu hem de tetikte durup iradeni gevşetmemeyi başarabilmiş olmanın coşkusunu hissetmiş olan varsa, bu çakışmanın ne kadar nadir gerçekleştiğini takdir edecektir. Fakat bunu başarabilmenin tek yolu, bir entelektüel olarak, elinizden geldiğince iyi ve aktif bir biçimde hakikati temsil etmek ile bir haminin ya da otoritenin sizi yönlendirmesine pasif bir biçimde izin vermek arasında seçim yapmanın sizin elinizde olduğunu kendinize hatırlatmamızdır. Laik entelektüel için o tanrılar hep iflas eder (Said, 2021:124)”
Sonuç olarak Said İslam ve özelde Arap dünyası için önem arz eden Filistin konusunda Amerikalıları asıl suçlu göstererek “Oslo’dan Irak'a ve Yol Haritası” adlı kitabında şu cümleleri söyler:
“On yıl süren Oslo müzakerelerinde ve ondan sonraki ‘Barış Süreci’nde iddia edildiği üzere, masanın iki yanına eşit koşullarda oturan ‘iki taraf ‘falan yok. Ortada bir işgal eden var, bir de işgal edilen. 1948‘den beri milyonlarcası yurtlarından, topraklarından sürülen Filistinlilerin ellerinde koz olarak bulunan yegâne dayanak, kahredici gerçeklikleri: oradalar, bir yere gitmiyorlar...‘Kadim Filistin‘ davası kaybedilmiştir artık, fakat tam da aynı sebeplerle, ‘kadim İsrail‘ davası da kaybedilmiştir. Üstelik bugün, Ortadoğu ‘da kalıcı bir çözüm bulunmasının önündeki engel, ne Arafat gibi beceriksiz Arap liderleri, ne Şaron gibi zalim İsrail yöneticileri, ne de sayıları her gün artan yerleşimlerdir. Asıl engel, Amerika Birleşik Devletleri ‘nin ta kendisidir. Benim öngörebildiğim çözüm, güçlü tarafın, yani İsraillilerin cömertliğine bağlı olarak, gizli müzakerelerle ve kapalı kapılar arkasında yapılan pazarlıkları kovalamak değil, iki halkın tek bir devlet çatısı altında barış içinde ve birbirlerinin haklarını tanıyarak bir arada yaşayabilmesinin koşullarını yaratmaktır (Said, İstanbul: Kapak yazısı)”.
SONUÇ
Said dünyanın acımasızlığına ve adaletsizliğine karşı hakkı haykırmaya çalışmış entelektüellerden biridir. Ermeni konusu ve Kıbrıs meselesi hakkında bizim ülkemiz aleyhine düşünse de bu Said’in entelektüel olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. Ermeni ve Kıbrıs meselesi hakkında Said’e katılmadığımızı ifade edebiliriz. Said oryantalistleri sömürgeciliğin keşif gücü görmekle belki haklıdır ama bu bütün oryantalistlerin böyle olduğu anlamına gelmez. Nitekim Mısırlı entelektüel kari Dr. Tâhâ Hüseyin el-Edebu’l Câhilî (Cahiliye Edebiyatı) kitabının önsözünde oryantalistler yani şarkiyatçılar için şunu söyler:
“Batılıların (yani oryantalistlerin) Doğu tarihini, edebiyatını, çeşitli Doğu dillerini araştırmaları sonucu vardıkları değişik ilmi sonuçlardan haberi olmayan, haberdar olması da beklenmeyen bir Arap edebiyat hocası nasıl düşünülebilir? İlim bugün için ancak bu insanlardan alınabilir. Bizler kalkınmamızı tamamlayıncaya kadar, kendi kanatlarımızla uçuncaya ve bu insanların bize üstünlük sağladıkları ilimlerimizi, tarihimizi ve edebiyatımızı geri alıncaya kadar da herhalde onlardan alınacak…” Mustafa es-Sıbâî “Oryantalizm ve Oryantalistler Yararları ve Zararları” adlı kitabında bu sözlerinden dolayı Dr. Tâhâ Hüseyin’i fikir kölesi olarak suçlar (Sibâî, İstanbul:24).
Aslında Tâhâ Hüseyin batılıları övmemekte bizim geri kalışımızdan yani oksidentalist çalışmalar yapmamamızdan ve medeniyetimize sahip çıkmamamızdan bahsetmektedir. Tâhâ Hüseyin ne zamanki bizler medeniyetimize sahip çıkarsak zaten sorun kalmayacak demektedir. Gözüken Tâhâ Hüseyin’de her entelektüelin kaderini yaşamış bu kitabından dolayı yargılanmış ve payına yalnız kalmak düşmüştür.
Entelektüellerin en önemli açmazlarından birisi başka ülkeleri rahatlıkla eleştirirken belki de siyasi patronaj adına kendi ülkelerini aynı rahatlıkla eleştirememeleridir. Fransız asıllı Alexis de Tocqueville bu entelektüellerden birisidir. Fransız asıllı Alexis de Tocqueville kitabında Amerika’yı eleştirirken Fransızlara hoşgörülüdür. Ama birde Sartre gibi bir edebi deha vardır ki eleştirisinde keskin olup adaleti tesis etmek adına kimsenin gözyaşına bakmamaktadır.
KAYNAKÇA
Baran, E. (2022). Çağdaş Arap Edebiyatında Zindan Edebiyatı (Sun‘ullah İbrâhîm’in Tilke’r-Râ’iha İsimli Romanı). Asya Studies, 6 (20).
Baran, E. (2022). Faslı Yazar Tâhir Bin Cellûn'dan “Tıflu’l Rimâl” Adlı Romanında Toplumsal Geleneklerin Sorgulanması, Duvar Yayınları, İzmir (2022).
Baran, E. (2022). Faslı Yazar Tâhir Bin Cellûn'dan Rüşvet Üzerine Sarsıcı Bir Kurgu (Bay Ahlakın Çöküşü). Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi,11(3),447-456. https://dergipark.org.tr/tr/pub/ssrj/issue/72477/1174233
Baran, E. (2022). Filistin Göç Edebiyatı (Radvâ ՙÂşûr'un et-Tantûriyye Adlı Romanı). Ankara: 2. Uluslararası Göç Sempozyumu Olgusu.
Baran, E. (2022). Necip Mahfuz’un Sembolik Romanlarında Din Anlayışı. Ankara: Tiydem Yayınları.
Baran, E. (2022). Necip Mahfûz’un Yevm Makteli’z-Zaʻîm Romanında Siyaset. Ankara: Gece Kitaplığı Yayınları.
Baran, E. (2022). Tâhir Bin Cellûn'dan Hapishane Anlatısı (Tilke’l Atemetu’l/Utmetu’l Bâhira), Duvar Yayınları, İzmir (2022).
Baran, E. (2022). Üç Modern Mısır Romanında Cemal Abdunnasır Dönemi (el-Kernek, Tilke’r-Raiha, el-Leyâli’t-Tavile). Ankara: Tiydem Yayınları.
Baran, E. (2022). Yâsemîna Hadrâ՚’nın “Kaddafi’nin Son Gecesi” Adlı Romanı Üzerine Genel Değerlendirmeler. Ankara: Gece Kitaplığı Yayınları.
Baran, E. (2022). Yâsemîne Hadrâ'nın “Sunûnûvât Kâbûl” Adlı Romanında Afganistan Taliban’ı, Duvar Yayınları, İzmir (2022).
Bulut, Y. (2008). “Said Edward William”. C.35. İstanbul: Tdv Yayınları
Civelek, Y.- Baran E. Necib Mahfûz’un Evlâdu Hâratinâ adlı romanının Türkçe ve İngilizce çevirilerinin karşılaştırılması, Rumelide Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, (26), 1141- 1154, (2022).
Said, Edward William (2005). Oslo’dan Irak'a ve Yol Haritası (Çev. Murat Uyurkulak). İstanbul: Siyasal Kitabevi.
Said, Edward William (2016). İktidar, Siyaset ve Kültür Söyleyişiler. (Çev. Salih Özer). Ankara: Hece Yayınları.
Said, Edward William (2020). Hümanizm ve Demokratik Eleştiri (Çev. Çağdaş Dedeoğlu). İstanbul: Alfa Yayınları.
Said, Edward William (2021). Oslo’dan Irak'a ve Yol Haritası (Çev. Murat Uyurkulak). İstanbul: Siyasal Kitabevi.
Sıbâî, Mustafa (2018). Tarık Ali Edward W. Said İle Konuşmalar (Çev. Nihansu Akdemir). İstanbul: Alfa Yayınları.
Etimolojitürkçe. Entelektüel. Erişim Tarihi: 14.05.2023 https://www.etimolojiturkce.com/kelime/entelekt%C3%BCel
Takım | O | G | M | B | A | Y | P | AV | |
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1 | Galatasaray | 21 | 18 | 0 | 3 | 54 | 22 | 57 | +32 |
2 | Fenerbahçe | 21 | 16 | 2 | 3 | 55 | 22 | 51 | +33 |
3 | Samsunspor | 21 | 12 | 5 | 4 | 34 | 23 | 40 | +11 |
4 | Eyüpspor | 21 | 11 | 4 | 6 | 34 | 19 | 39 | +15 |
5 | Göztepe | 21 | 10 | 7 | 4 | 40 | 27 | 34 | +13 |
6 | Başakşehir FK | 21 | 9 | 7 | 5 | 39 | 30 | 32 | +9 |
7 | Beşiktaş | 20 | 8 | 4 | 8 | 29 | 21 | 32 | +8 |
8 | Kasımpaşa | 21 | 6 | 5 | 10 | 37 | 40 | 28 | -3 |
9 | Alanyaspor | 21 | 7 | 7 | 7 | 25 | 28 | 28 | -3 |
10 | Çaykur Rizespor | 21 | 8 | 10 | 3 | 24 | 34 | 27 | -10 |
11 | Trabzonspor | 20 | 6 | 6 | 8 | 34 | 24 | 26 | +10 |
12 | Gaziantep FK | 21 | 7 | 9 | 5 | 26 | 29 | 26 | -3 |
13 | Antalyaspor | 21 | 7 | 10 | 4 | 25 | 41 | 25 | -16 |
14 | Konyaspor | 21 | 6 | 9 | 6 | 27 | 33 | 24 | -6 |
15 | Sivasspor | 21 | 6 | 10 | 5 | 26 | 35 | 23 | -9 |
16 | Kayserispor | 20 | 3 | 9 | 8 | 19 | 39 | 17 | -20 |
17 | Bodrum FK | 21 | 4 | 13 | 4 | 15 | 29 | 16 | -14 |
18 | Hatayspor | 21 | 1 | 13 | 7 | 23 | 40 | 10 | -17 |
19 | Adana Demirspor | 21 | 2 | 17 | 2 | 20 | 50 | 5 | -30 |
Takım | O | G | M | B | A | Y | P | AV | |
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1 | Kocaelispor | 22 | 14 | 5 | 3 | 35 | 20 | 45 | +15 |
2 | Fatih Karagümrük | 22 | 11 | 5 | 6 | 38 | 22 | 39 | +16 |
3 | Erzurumspor FK | 22 | 11 | 7 | 4 | 27 | 17 | 37 | +10 |
4 | Gençlerbirliği | 22 | 10 | 6 | 6 | 25 | 19 | 36 | +6 |
5 | Çorum FK | 22 | 9 | 5 | 8 | 29 | 20 | 35 | +9 |
6 | Bandırmaspor | 22 | 9 | 6 | 7 | 29 | 27 | 34 | +2 |
7 | İstanbulspor | 22 | 10 | 9 | 3 | 34 | 25 | 33 | +9 |
8 | Keçiörengücü | 22 | 9 | 7 | 6 | 34 | 25 | 33 | +9 |
9 | Pendikspor | 22 | 9 | 7 | 6 | 29 | 25 | 33 | +4 |
10 | Boluspor | 22 | 9 | 8 | 5 | 31 | 27 | 32 | +4 |
11 | Ümraniyespor | 22 | 9 | 8 | 5 | 32 | 30 | 32 | +2 |
12 | Amed SK | 22 | 7 | 5 | 10 | 23 | 21 | 31 | +2 |
13 | Esenler Erokspor | 22 | 8 | 8 | 6 | 28 | 27 | 30 | +1 |
14 | Manisa FK | 22 | 9 | 10 | 3 | 28 | 30 | 30 | -2 |
15 | MKE Ankaragücü | 22 | 9 | 10 | 3 | 28 | 23 | 30 | +5 |
16 | Şanlıurfaspor | 22 | 8 | 10 | 4 | 27 | 29 | 28 | -2 |
17 | Sakaryaspor | 22 | 6 | 7 | 9 | 27 | 31 | 27 | -4 |
18 | Iğdır FK | 22 | 7 | 10 | 5 | 22 | 25 | 26 | -3 |
19 | Adanaspor | 22 | 3 | 12 | 7 | 17 | 38 | 16 | -21 |
20 | Yeni Malatyaspor | 22 | 0 | 22 | 0 | 10 | 72 | 21 | -62 |
Takım | O | G | M | B | A | Y | P | AV | |
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1 | Sarıyer | 20 | 15 | 0 | 5 | 48 | 10 | 50 | +38 |
2 | Batman Petrolspor | 20 | 14 | 5 | 1 | 36 | 18 | 43 | +18 |
3 | GMG Kastamonuspor | 20 | 12 | 2 | 6 | 36 | 16 | 42 | +20 |
4 | Altınordu | 20 | 10 | 2 | 8 | 36 | 16 | 38 | +20 |
5 | Adana 1954 Futbol Kulübü | 20 | 11 | 5 | 4 | 38 | 20 | 37 | +18 |
6 | İskenderunspor A.Ş. | 20 | 8 | 4 | 8 | 28 | 17 | 32 | +11 |
7 | 24Erzincanspor | 20 | 8 | 4 | 8 | 29 | 21 | 32 | +8 |
8 | Beykoz Anadolu | 20 | 9 | 7 | 4 | 28 | 25 | 31 | +3 |
9 | Fethiyespor | 20 | 7 | 6 | 7 | 24 | 21 | 28 | +3 |
10 | Kırklarelispor | 20 | 5 | 7 | 8 | 21 | 22 | 23 | -1 |
11 | İnegölspor | 20 | 5 | 7 | 8 | 21 | 25 | 23 | -4 |
12 | 1461 Trabzon FK | 20 | 6 | 10 | 4 | 26 | 28 | 22 | -2 |
13 | Isparta 32 Spor | 20 | 4 | 6 | 10 | 17 | 20 | 22 | -3 |
14 | Kepezspor FAŞ | 20 | 5 | 10 | 5 | 22 | 29 | 20 | -7 |
15 | Karaköprü Belediyespor | 20 | 3 | 10 | 7 | 21 | 34 | 16 | -13 |
16 | Sincan Belediye Ankaraspor | 20 | 3 | 11 | 6 | 15 | 30 | 15 | -15 |
17 | Altay | 20 | 4 | 14 | 2 | 16 | 46 | 11 | -30 |
18 | Hes İlaç Afyonspor | 20 | 0 | 19 | 1 | 6 | 70 | 5 | -64 |
Takım | O | G | M | B | A | Y | P | AV | |
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1 | Bursaspor | 18 | 14 | 0 | 4 | 38 | 5 | 46 | +33 |
2 | Karşıyaka | 18 | 10 | 3 | 5 | 29 | 16 | 35 | +13 |
3 | Belediye Kütahyaspor | 18 | 10 | 4 | 4 | 31 | 18 | 34 | +13 |
4 | Düzcespor | 18 | 9 | 3 | 6 | 26 | 15 | 33 | +11 |
5 | Anadolu Üniversitesi | 18 | 8 | 5 | 5 | 24 | 13 | 29 | +11 |
6 | Muş Spor Kulübü | 18 | 7 | 3 | 8 | 22 | 16 | 29 | +6 |
7 | Silifke Belediye Spor | 18 | 7 | 5 | 6 | 32 | 23 | 27 | +9 |
8 | Bornova 1877 | 18 | 5 | 5 | 8 | 26 | 26 | 23 | 0 |
9 | Kahramanmaraşspor | 18 | 6 | 8 | 4 | 17 | 23 | 22 | -6 |
10 | Artvin Hopaspor | 18 | 5 | 6 | 7 | 12 | 19 | 22 | -7 |
11 | 23 Elazığ Futbol Kulübü | 18 | 4 | 7 | 7 | 12 | 18 | 19 | -6 |
12 | Kırşehir Futbol SK | 18 | 5 | 9 | 4 | 19 | 31 | 19 | -12 |
13 | Tokat Bld Plevnespor | 18 | 3 | 8 | 7 | 11 | 19 | 16 | -8 |
14 | Bulvarspor | 18 | 2 | 9 | 7 | 15 | 31 | 13 | -16 |
15 | Kuşadasıspor | 18 | 4 | 13 | 1 | 14 | 31 | 13 | -17 |
16 | Ergene Velimeşe | 18 | 2 | 13 | 3 | 7 | 31 | 9 | -24 |
Tarih | Ev Sahibi | Sonuç | Konuk Takım |
---|---|---|---|
07/02/2025 | Samsunspor | vs | Hatayspor |
08/02/2025 | Kayserispor | vs | Konyaspor |
08/02/2025 | Sivasspor | vs | Beşiktaş |
09/02/2025 | Kasımpaşa | vs | Çaykur Rizespor |
09/02/2025 | Alanyaspor | vs | Fenerbahçe |
09/02/2025 | Antalyaspor | vs | Başakşehir FK |
09/02/2025 | Galatasaray | vs | Adana Demirspor (H:1) |
10/02/2025 | Bodrum FK | vs | Göztepe |
10/02/2025 | Trabzonspor | vs | Eyüpspor |
10/02/2025 | Trabzonspor - Eyüpspor | Eyüpspor ligdeki son 5 maçında hiç kaybetmedi | Eyüpspor yenilmez |
Tarih | Ev Sahibi | Sonuç | Konuk Takım |
---|---|---|---|
07/02/2025 | Gençlerbirliği | vs | Esenler Erokspor |
08/02/2025 | Iğdır FK | vs | Pendikspor |
08/02/2025 | Yeni Malatyaspor | (H:1) vs | Erzurumspor FK |
08/02/2025 | Adanaspor | vs | Manisa FK |
08/02/2025 | Sakaryaspor | vs | Çorum FK |
08/02/2025 | Kocaelispor | vs | Amed SK |
09/02/2025 | Bandırmaspor | vs | Şanlıurfaspor |
09/02/2025 | Boluspor | vs | Keçiörengücü |
09/02/2025 | İstanbulspor | vs | MKE Ankaragücü |
09/02/2025 | Fatih Karagümrük | vs | Ümraniyespor |
12/02/2025 | Keçiörengücü - Adanaspor | Adanaspor ligdeki son 5 maçında hiç kazanamadı | Keçiörengücü yenilmez |
12/02/2025 | Esenler Erokspor - Iğdır FK | Iğdır FK ligdeki son 5 maçında hiç kazanamadı | Esenler Erokspor yenilmez |
12/02/2025 | Amed SK - Bandırmaspor | Bandırmaspor ligdeki son 7 maçında hiç kazanamadı | Amed SK yenilmez |
12/02/2025 | Amed SK - Bandırmaspor | Amed SK ligde evindeki son 7 maçında hiç kaybetmedi | Amed SK yenilmez |
13/02/2025 | Pendikspor - Boluspor | Pendikspor ligde evindeki son 8 maçında hiç kaybetmedi | Pendikspor yenilmez |
Tarih | Ev Sahibi | Sonuç | Konuk Takım |
---|---|---|---|
08/02/2025 | Adana 01 Futbol Kulübü | vs | 24Erzincanspor |
08/02/2025 | Altay | vs | Beykoz Anadolu |
08/02/2025 | Altınordu | vs | Kırklarelispor |
08/02/2025 | Batman Petrolspor | vs | Fethiyespor |
08/02/2025 | İskenderunspor A.Ş. | vs | İnegölspor |
08/02/2025 | Karaköprü Belediyespor | vs | GMG Kastamonuspor |
08/02/2025 | Sarıyer | vs | Isparta 32 Spor |
08/02/2025 | 1461 Trabzon FK | vs | Sincan Belediye Ankaraspor |
12/02/2025 | Batman Petrolspor | vs | İskenderunspor A.Ş. |
08/02/2025 | Sarıyer - Isparta 32 Spor | Sarıyer ligdeki son 20 maçında hiç kaybetmedi | Sarıyer yenilmez |
08/02/2025 | 1461 Trabzon FK - Sincan Belediye Ankaraspor | Sincan Belediye Ankaraspor ligde deplasmandaki son 10 maçında hiç kazanamadı | 1461 Trabzon FK yenilmez |
08/02/2025 | Afyonspor Kulübü - Kepezspor FAŞ | Afyonspor Kulübü ligdeki son 20 maçında hiç kazanamadı | Kepezspor FAŞ yenilmez |
12/02/2025 | Batman Petrolspor - İskenderunspor A.Ş. | Batman Petrolspor ligde evindeki son 9 maçında hiç kaybetmedi | Batman Petrolspor yenilmez |
12/02/2025 | 24Erzincanspor - Altınordu | Altınordu ligdeki son 5 maçında hiç kaybetmedi | Altınordu yenilmez |
12/02/2025 | Fethiyespor - Altay | Fethiyespor ligde evindeki son 5 maçında hiç kaybetmedi | Fethiyespor yenilmez |
12/02/2025 | Isparta 32 Spor - Afyonspor Kulübü | Afyonspor Kulübü ligdeki son 20 maçında hiç kazanamadı | Isparta 32 Spor yenilmez |
12/02/2025 | Kırklarelispor - Sarıyer | Sarıyer ligdeki son 20 maçında hiç kaybetmedi | Sarıyer yenilmez |
12/02/2025 | Beykoz Anadolu - Karaköprü Belediyespor | Karaköprü Belediyespor ligdeki son 5 maçında hiç kaybetmedi | Karaköprü Belediyespor yenilmez |
12/02/2025 | Sincan Belediye Ankaraspor - Adana 01 Futbol Kulübü | Adana 01 Futbol Kulübü ligdeki son 5 maçında hiç kaybetmedi | Adana 01 Futbol Kulübü yenilmez |
12/02/2025 | GMG Kastamonuspor - 1461 Trabzon FK | GMG Kastamonuspor ligde evindeki son 11 maçında hiç kaybetmedi | GMG Kastamonuspor yenilmez |
Tarih | Ev Sahibi | Sonuç | Konuk Takım |
---|---|---|---|
09/02/2025 | Anadolu Üniversitesi | vs | Belediye Kütahyaspor |
09/02/2025 | Bornova 1877 | vs | Kuşadasıspor |
09/02/2025 | Düzcespor | vs | 23 Elazığ Futbol Kulübü |
09/02/2025 | Ergene Velimeşe | vs | Kırşehir Futbol SK |
09/02/2025 | Kahramanmaraşspor | vs | Silifke Belediye Spor |
09/02/2025 | Karşıyaka | vs | Artvin Hopaspor |
09/02/2025 | Muş Spor Kulübü | vs | Bursaspor |
09/02/2025 | Tokat Bld Plevnespor | vs | Bulvarspor |