İnsanoğlu, fıtrat gereği dostluğu ve muhabbeti arar. Evine bir misafir geldiğinde yahut yanına biri oturduğunda, onun geliş sebebi bellidir: Ya isteyerek, ya da çekinerek… İşte bu noktada Lokman Aleyhisselam’ın hikmet dolu nasihati devreye girer. Gelenin gönlüne dokunmak, onun kalbinde güzel bir iz bırakmak, bir insanlık vazifesidir.

Cenab-ı Hak buyuruyor:
"İyilikle kötülük bir olmaz. Sen kötülüğü en güzel bir şekilde sav. O zaman, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki sıcak bir dost oluverir." (Fussilet, 34)

Bir insanın hatırını sormak, ona güler yüz göstermek ve içten bir "Hoş geldin" demek, bazen uzun nasihatlerden, süslü sözlerden daha derin bir etki bırakır. Zira Peygamber Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem buyuruyor:
"Mümin kardeşini güler yüzle karşılaman bile bir sadakadır." (Tirmizî)

İslam ahlakında misafire ikram etmek büyük bir fazilettir. Çünkü misafir, bereketin vesilesidir.
Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem buyurur:
"Kim Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsa misafirine ikram etsin." (Buhârî, Müslim)

Hikmet ehli  şöyle buyurur:
"Misafirin gelişi, rızkın genişlemesi demektir. Onu ağırlamak ise kalbin genişlemesi…"

Lokman Aleyhisselam’ın tavsiyesindeki incelik şudur: Kişi, kendisine çekinerek geleni de, isteyerek geleni de aynı nezaket ve merhametle karşılamalıdır. Çekineni cesaretlendirmek, isteyerek gelenin samimiyetini artırmak, güzel muameleyle olur. Ve asla, gidenin arkasından kötü konuşmamak gerekir. Çünkü gıybet, dostlukları ve muhabbeti zedeleyen en büyük hastalıktır.

Hikmet Ehli  der ki:
"Dostluk, dilin tatlılığı ve kalbin güzelliğiyle yaşar. İnsan, diliyle dost kazanır, kalbiyle dostlukları yaşatır."

"Kötü söz, söyleyene aittir. Sen güzel söyle ki, senin kalbin de, dostunun kalbi de güzelleşsin."

Lokman Aleyhisselam’ın nasihatindeki en dikkat çekici noktalardan biri de şudur: Gönülden verdiğin şeyin karşılığını misliyle alırsın. Çünkü ikram eden, aslında kendine ikram eder; iyilik eden, kendine iyilik eder. Zira Allah Teâlâ, iyiliği misliyle katlar ve kulun infak ettiğini kendisine emanet alır.

Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem buyurur:
"Kim bir mümini sevindirirse, Allah da onu kıyamet günü sevindirir." (Taberânî)

İrfan ehli ne güzel söylemiş :
"Dostlarını incitme ki, gönül evine geldiklerinde ayakları taşa takılmasın."

O halde biz de misafirlerimize, dostlarımıza, yanımıza oturan herkese güzel bir söz, tatlı bir tebessüm, gönülden bir muhabbet sunalım ki, kalplerimiz de misafirhanelerimiz gibi bereketlensin…