Emeklilikte insanın merak ettiği konular çoğalıyor, üstelik hayreti de artıyormuş. Evde pineklerken, Ankara Sivas Yüksek Hızlı Tren hattının açıldığını hatırladım. Hay hatırlayan belleğime tüküreyim.
Harddiskin “error” verdiği, bunama öncesi septomların başladığı bir yaştasın. Otursana sıcacık evinde. Mart ayı bu. Kediler gibi damlara tırmanmanın yeri mi? Hafıza insana oyunlar oynuyor. Beyinde depolandığı gibi durmuyor bellekteki veriler. Arada oyuna katılırken her zaman olduğu gibi insanı şapa oturtuyor.
Büyük projelerin maliyeti 40 yıl ödenecek diye bir eleştiri duymuştum. Ölmeden bu hatla bir kere olsun gidip geleyim, üstelik Sivas’ın gizemlerine de vakıf olurum diye düşündüm. Hayat gailesi, geçim çabaları arasında güzel ülkesini tanımaya zamanında imkân bulabiliyor mu Türkiye Vatandaşları?
Emekliliğimi değerlendireyim istedim. İnsan neler istemiyor ki? Yaşına başına, halk olduğuna, Türkiye’nin şartlarına, seçim döneminin sürprizlerine aldırmazsan başına gelmedik kalmaz işte.
Nasıl olsa tek gidiş 475.00TL ama 65’i geçenler için yarı fiyatına. Nisan 2023’de ilk açılış fiyatı 240TL. idi. Bir yıl dolmadan %100 artış olmuş demek ki. Fiyatlar daha fazla yükselmeden bu hevesimi de tatmin edeyim diye düşündüm. 480. TL. ile gidip gelebileceğim yani.
Emeklilikte gelecek korkusu insanı muktesitliğe zorluyor. Otellere kucak dolusu para ödemek yerine Öğretmenevinde kalırım diye düşündüm. Kaldı ki 9 yıl öğretmenlik yaptım. Benim öğretmenlik yaptığım zamanlarda İLKSAN vardı. İlkokul Öğretmenleri Yardımlaşma Sandığı. Öğretmenevlerinde benden kesilen keseneklerin de payı vardı yani. İlksan yolsuzluklarla anılınca sanırım tasfiye edildi, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde genel müdürlük oldu galiba.
İlkokul öğretmenlerini desteklemek için iyiniyetlerle kurulmuştu İLKSAN. Yoksulluk döneminin kıt imkanlarında öğretmenleri insanca yaşama ulaştırmak için öngörülen bir kuruluştu. 1943 yılında “…öğretmenlerden hastalananlara, evlenenlere, çocuk doğuranlara, çocuklarını okutacaklara, ölenlerin ailelerine yardım etmek ve geçinme yükünü hafifletmek, sağlığa ve içtimai yardım taalluk eden meselelerde öğretmenleri birbirlerine yardım edici duruma getirmek gayesini güden bu sandığın teşkili faydalı ve zaruri görülmüştür…” gerekçesiyle hayata geçmişti.
Her iyi niyetle kurulan kurum, kuruluş ve sandıklar, Türkiye’de bir şekilde tökezliyor ve ülkeyi babasının çiftliği görenlerin kurbanı oluyor.
Bir hafta önceden bilet ve konaklama işini halledip kredi kartı ile ödemeleri yapmıştım. 5 Martta gideceğim ve ertesi gün akşam döneceğim. İki günde Sivas’ı içerden ve yakından tanıyacağım. Tabii bu benim planım. Bir de hayatın, kaderin ve devletimizin planı var ki hiçbir şekilde birbiriyle örtüşmüyor. İşte bu yüzden her seçimde en büyük vaad olsa da ulaşılmayan bir hedef olarak gelecek yüzyılların akl-ı selim siyasetlerini bekleyecek, istikrar.
İlk defa –emeklilikten sonra ilk defa- saat 06’ da uyandım. 07.30. trenine yetişeceğim. İstiyorum ki iki gün Sivas’ın bütün zenginliklerine ve gizemlerine vakıf olayım. O gün Ankara’nın sırları açıldı önümde.
Meğer çalışanlar sabahın köründe yollara düşüyor, saat 07’de Sıhhıye insan selinden geçilmiyormuş. Uykulu ve hayatından bezmiş insanların Ankara’sı hüzün veriyordu sabah sabah bana. Neyse ki zamanında YHT Gar’dayım. Trende yerimi aldım. İlk savaşına girecek acemi asker gibi heyecanlıyım.
Ankara - Sivas arası yaklaşık olarak 468 km'dir. Otobüsle Ankara - Sivas seyahati yaklaşık altı saat sürer. YHT, 2,5 saatte ulaştıracak yolcularını. Ankara-Sivas demir yolu, 603 kilometreden 405 kilometreye, kara trenle 12 saat olan seyahat süresi ise 2,5 saate düşmüş. İki saate inecek vaadi vardı ama hat tamamlanmadığı, çalışmalar devam ettiği için bazı yerlerde yavaşlıyor bir çok istasyon açılmamış daha. Şimdilik bu hat üzerinde Kırıkkale ve Yozgat İstasyonlarında yolcu alabiliyor.
Ankara-Sivas Hızlı Tren Hattı'nda 66 kilometre uzunluğunda 49 tünel, 27 kilometre uzunluğunda 49 viyadük bulunuyor. Ferhat’ın pabucu dama atılmış yani. Artık teknoloji, sevdiğimiz kızların gözünü kamaştırmak için dağları delmemize izin vermiyor. O işi inşaat sektörü hallediyor.
Dağları aşan, ovaları yarıp geçen hat üzerinde en uzun tünel 5 bin 125 metre ile Akdağmadeni bölgesinde, en uzun viyadük de 2 bin 220 metre ile Çerikli-Kırıkkale'de inşa edilmiş. Tünele girince sesler birden değişiyor ve teknolojinin bestelediği baladlar kulağımızın pasını silerken, ülkenin çağ atladığını da anlıyoruz. Mühendislerin Ferhat’a diş bilemesine de hak veriyorum artık. Mühendislerde, dağları tatlı bir eyimle delme yeteneği karşısında Ferhat’ın sadece adı var.
Bu teknoloji imkanları karşısında değil, projelerin maliyeti sebebiyle gözümüz kamaşıyor. Milli Hasıladan cebimize girecek paylar borç ödemeye tahsisli. Bari ödediğim vergiler nerelere gitmiş, harcanmış, yakından tanık olmam gerek. Gerçi bu hat da YİD ( Yap İşlet Devret) ama işletmeyi TCDD yapıyor. İşi bilen biri açıklarsa çok sevinirim.
Ben ülkenin gizli kapaklı işlerinin bana yol-su-elektrik- tren sefası olarak döndüğüne inanayım diye yola çıktım. Halkım için yollardayım gördüğünüz gibi, hakikatleri açıklamak için hiç bir fedakarlıktan kaçınmadım işte.
Sivas'ın güzelliklerine, sürprizlerine, gizemlerine de sıra gelecek. Söz vermişsek, Sözümüz Sözdür. (Devamı olur inşallah)